Hayriye MENGÜÇ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak geçen hafta yürürlüğe giren 2025/3 sayılı ‘İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi Genelgesi’ne göre iş yerlerinde yaşanan bazı durumlar, mobbing sayılacak ve resmi kurumlara şikayette bulunulabilecek.
Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD) Genel Başkanı İsmail Akgün, söz konusu genelgeden memnun olduklarını ancak “yetmeyeceğini” söyledi.
Genelgenin kendileri açısından çok önemli olduğunu, ülkenin en üst yöneticisinin imzaladığı bu belgenin tarihi önemi bulunduğunu vurgulayan MEYAD Başkanı İsmail Akgün, “Söz konusu mobbing genelgesinin içerik olarak her kesimi sorumlu tutması; işveren, yönetici ve çalışanın ifade edilmesi çok önemli. Eskiden yöneticinin adı geçmiyordu. Bir de bu konuda eğitimin zorunlu olmasını istiyorduk, genelge ısrarla bu konuda da tavsiyede bulunuyor. Düzenlenecek eğitim programlarında mobbing’e yer verilmesi emrediliyor. Çok güzel, ama yeterli değil” diye konuştu.
“Yasal boşluk var”
2015’ten bu yana mobbing farkındalığı eğitimleri ve önlenmesi için çalışmalar yaptıklarını, bültenler yayınlayıp, akademi kurduklarını anlatan ve söz konusu genelge için Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teşekkür eden İsmail Akgün, “Ancak gerek idari gerekse yargısal olarak mobbing ile ilgili suçlarda genelge değil, yasalar baz alınıyor. Bu konuda bir yasal boşluk var. Biz mobbing’in yapılacak düzenlemelerle üç kanunda direkt yer alması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Akgün, bu kanunları söyle sıraladı:
-4857 sayılı İş Kanunu’nda mobbing ile ilgili dolaylı hükümler var.
2657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda mobbing ile ilgili direkt hüküm yok. Dolaylı vurgulama var. Yasa, mobing mağdurları açısından kadük kalıyor.
3Mobbing nedeniyle çok sayıda cinayet vakası var. Mobbing insanların yaşama sevincini elinden alıyor. Cinnet, cinayet ve intihara neden oluyor. Bu nedenle mobbing konusunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında yer alması gerektiğini düşünüyoruz.
“Müstakil kanun çıkarılsın”
“Aslında bu üç yasada yapılacak düzenlemeler yerine müstakil bir mobbing yasasının çıkması gerektiğini düşünüyoruz” diyerek sözlerini sürdüren MEYAD Başkanı İsmail Akgün, çıkarılacak yasada mutlaka yer alması gereken noktaları ise şöyle sıraladı:
-Eğitim her kesime yayılmalı. Özellikle de işverenlere. Asıl olan işveren ve yöneticilerin eğitilmesidir.
-Eğitim zorunlu olmalı. Her beş yılda bir oryantasyon (uyum) eğitimi yapılmalı. Her kademedeki çalışan, işveren, işveren vekili ve çalışana bu eğitim zorunlu olmalı. Eğitim olmadan cezalandırmayı insani bulmuyoruz. Mobbing uygulayan zorbaların da eğitilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü mobbing yapan bilmeden de yapabilir, bu sonuçlara varacağına kestirememiş olabilir.
-Bundan sonra cezai uygulamalar devreye girmeli. Bu cezaların da caydırıcı olmalı. Bir yönetici bir çalışanı tehdit ediyor, cezalandırıyor, çalışma arkadaşlarının yanında hakaret ediyorsa ve bu durum belirli bir süre ve sistematik şekilde sürüyorsa; o kişinin yöneticilik görevi elinden alınmalı, tıpkı trafik suçlarında ehliyetin alınması gibi. Bir daha yönetici yapılmamalı, iş yerinde huzurlu ortam oluşturan mobbing yapmayan yöneticilere ise ödül verilmeli. Olumlu güdüleme modeli ile ödül sistemi öne çıkarılmalı. Yaşama sevincini elinden alacak kadar mobbing uygulayan kişiler, TCK’da yer alan ‘tasarlayarak öldürme suçu’ kapsamında yer almalıdır.
“TCK’da suç olarak kabul edilmeli”
Genelgeyi; kurumların kendine çeki düzen vermesi, Çalışma Bakanlığı ve şirketlerin bağlantıda olması adına “çok kıymetli bir adım, bir iyi niyet genelgesi” olarak yorumlayan MEYAD Genel Sekreteri Dr. Fatih Seyran da “Yetmez ama evet, diyoruz” dedi. Seyran, “Aslında mobbing’in suç olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. TCK’da suç kabul edilsin ve buna göre müeyyideleri olsun. Şu an bir tanımı yok ve bugün davranış problemleri üzerinden cezai müeyyideler uygulanıyor” dedi.