Dijital dönüşüm ve otomasyon iş dünyasında yaygınlaşmaya devam ederken beyaz yakalı çalışanları ‘eskime’ korkusu sardığını belirten Teedo Genel Müdürü Selçuk Aytekin, “Teknoloji ve otomasyonun hızla geliştiği dünyada, beyaz yakalı çalışanlar da teknolojinin hızına yetişmekte zorluk çekiyor” dedi.
Genç profesyoneller de dahil olmak üzere beyaz yakalı kesimde FOBO (Fear of Becoming Obsolete) yani ‘Eskimiş Olma Korkusu’nun tüm dünyada ve Türkiye’de artış gösterdiğine dikkat çeken Aytekin, “Çalışanlar, başta yapay zekânın yükselişi olmak üzere otomasyon ve dijital dönüşüm gibi yeni teknolojilerin, iş hayatlarındaki rollerini işlevsiz veya geçersiz hale getireceğinden korkuyor. Şu anda sahip olduğu becerilerin güncelliğini yitirdiğini gören çalışanların yazılım ve yeni teknolojilere ilişkin eğitimlere ilgisi artıyor” diye konuştu.
Yapay zekâ işimizi elimizden alacak mı?
Teedo olarak beyaz yakalıların online eğitim ve çalışma kültürüne dair eğilimlerini anlamak amacıyla online bir araştırma yaptırdıklarını ifade eden Aytekin, sözlerine şöyle devam etti: “İş dünyasında giderek daha fazla dile getirilen ‘Yapay zekâ işimizi elimizden alacak mı?’ sorusu, bizim araştırmamızda da kaygı unsuru olarak karşımıza çıktı. Araştırmaya göre beyaz yakalıların önümüzdeki iki yıl içinde en fazla eğitim almak istedikleri konuların başında yüzde 36 ile yapay zeka geliyor. Onu e-ticaret, yazılım/IT, veri analizi ve proje yönetimi gibi alanlar takip ediyor. Bu sonuçlar çalışanların, yapay zekâya, otomasyona ve dijital teknolojilere ‘yenilmemek’ ve yeni dünyada ‘eskimemek’ için kariyerlerine yatırım yapmaları gerektiğine dair motivasyonlarını gösteriyor.”
FOBO’yu sadece teknolojiyle bağlantısı görece zayıf olan, dijital göçmen kuşaktan çalışanların değil, sürekli güncel olma baskısını yaşayan gençlerin de hissettiğini vurgulayan Selçuk Aytekin, “Randstad’ın 2025 öngörülerine göre, yapay zekâ ve makine öğrenimi uzmanlığı, siber güvenlik uzmanlığı, veri analisti ve büyük veri yönetimi gibi teknolojik yetkinliklere olan talebin artması bekleniyor. Bu eğilim, her kuşaktan çalışanların mevcut yetkinliklerini güncelleme ve yeni teknolojilere uyum sağlama gerekliliğini vurguluyor” diye konuştu.
FOBO (Eskimiş Olma Korkusu), çalışanların, özellikle yapay zekânın yükselişi olmak üzere teknolojik gelişmeler nedeniyle becerilerinin veya rollerinin önemsiz hale gelebileceği korkusunu ifade ediyor. Bu korku düzeyleri, teknolojik değişimin hızlanması ve makinelerin insan emeğinin yerini alabileceği algısından kaynaklanıyor. Teknolojinin modern iş gücünde işleri daha da zorlaştırdığı yönündeki bu yaygın endişe, çalışanlarda hızlı teknolojik ilerleme karşısında sürekli öğrenme ve uyum sağlama ihtiyacını vurguluyor. Uzmanlar göre, çalışanlar kendilerini tehdit altında ve değersiz hissediyorlar.
Şirketler sürekli öğrenme ve uyum kültürünü teşvik etmeli
● Kuruluşların bu endişeleri gidermeye yönelik çabalara yatırım yapması, teknolojinin insan dilinin ve emeğinin yerini almak yerine, ona yardımcı olduğu bir ortam yaratması gerektiğini belirtiliyor.
● İşverenlerin ise FOBO’yu kabul ederek ele alması, teknolojik odaklı gelecekte hayati önem taşıyan sürekli öğrenme ve uyum kültürünü teşvik etmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
● Çalışanların becerilerinin geliştirilmesine öncelik verilmesi, çevik bir iş kültürü oluşturularak çalışanların teknolojik ortamda yol alırken rekabette kalıp öne çıkmalarını sağlaması öneriliyor.
● Ayrıca zihinsel iyiliğin vurgulanması ve yenilikçi düşünmenin teşvik edildiği bir ortamın önemi de değiniliyor.
Bu korkuyu yenmek için beceri geliştirmek gerek
Çalışanlar için FOBO’dan kaçınmanın yolları ise şöyle sıralanıyor:
● Bireysel beceri geliştirme: Mesleki gelişimi ve kariyer ilerlemesi sağlanması.
● Otomatik olmayan becerilerin geliştirilmesi: Otomatikleştirilme olasılığı daha düşük beceriler geliştirmek.
● Yumuşak becerilerin önemi: Teknik becerileri tamamlayan yumuşak beceriler edinmek. Yumuşak becerilere; iletişim, problem çözme, liderlik ve duygusal zekâ dahil ediliyor.
● Disiplinler arası bilginin geliştirilmesi: Örneğin, veri analitiği konusunda güçlü bir anlayışa sahip olan bir pazarlamacı, daha etkili kampanyalar oluşturmak için içgörülerden yararlanabilir. Benzer şekilde, kullanıcı deneyimi tasarımı konusunda bilgi sahibi bir yazılım geliştiricisi, daha sezgisel ve kullanıcı dostu uygulamalar oluşturmak için iyi bir konumdadır.
● Ortaya çıkan yapay zekâ iş modellerinden yararlanma: Yapay zekâ uzmanları, veri analistleri ve makine öğrenimi mühendisleri gibi yeni roller, iş piyasasının değişen manzarasını temsil ediyor. İlgili becerileri edinerek ve bu rolleri üstlenerek, bireyler teknolojik ilerlemenin ön saflarında kalabilir, kariyerlerinin uzun ömürlü ve alakalı olmasını sağlayabilirler.