Başak Nur GÖKÇAM

Aynı toplumdaki insan­ların ortak geçmişle­rini ifade ederek, tari­hi birikimlerini ortaya koyan kültürel miras, sürdürülebilir­liğin toplum ayağı açısından da büyük önem taşır. Çünkü kültürel miras değerleri; kül­türel ve sosyal anlamda geli­şim sağlarken, beraberinde ekonomik gelir kaynağı göre­vi de görerek, toplumsal bek­lentilere hizmet eder.

Kültürel mirasla edinilen birikimin ge­lecek kuşaklara aktarılması da günümüz dünyasının önem­li hedefleri arasındadır. Top­lumsal bilincin oluşturulma­sı, gelecek nesillere kültür ak­tarımının en büyük gereği. Bu anlamda sürdürülebilir kültür miras yönetimi ve toplumsal bilincin oluşturulması ama­cıyla çeşitli projeler geliştiren­lerden biri de Vakıf Katılım.

2022 yılında ‘Vakıf Eserleri Envanteri Projesi’ni hayata ge­çiren Vakıf Katılım, Selçuklu ve Osmanlı’dan bugüne kadar gelmiş vakıf eserlerini tanıt­mak ve gelecek nesillere aktar­mak için çalışmalarını devam ettiriyor.

Projenin hikâyesini anlatan Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben, “Toplumumuzun ekonomik anlamda kalkınmasının öte­sinde sosyo-kültürel anlam­da da gelişimine büyük önem veriyoruz. Bu vizyon doğrul­tusunda 2022 yılının Hazi­ran-Temmuz aylarında Vakıf eserlerini hem tanıtmak hem de gelecek nesillere aktarmak misyonu çerçevesinde Vakıf Eserleri Envanteri Projesi’ni hayata geçirdik.

Bu çerçeve­de medeniyet timsali olarak gördüğümüz Selçuklu ve Os­manlı’dan bugüne kadar gel­miş Vakıf eserlerinin bir külli­yatını, envanterini oluşturmak için çalışmalarımıza başladık. Anadolu’nun birçok şehrini kapsayacak olan bu kıymetli çalışmaya da kapsamlı bir etüt çalışması sonrasında Hatay ili­mizle başladık” dedi.

Hatay’ın mirası, depremden önce kayıt altına alınabildi

Proje kapsamında Hatay’da­ki 117 Vakıf eserinin, 3 ay süren bir çalışmayla 2 bin 600 karede fotoğraflandığı bilgisini veren Mehmet Ali Akben, “Sonrasın­da da çok kıymetli bir referans kitap haline getirildi. ‘5 Şubat Hatay’ adını verdiğimiz sergi­de de çok büyük emek ve büyük bir titizlikle çekilen fotoğraf­ların bir kısmı sergilendi” di­ye ekledi.

Çalışmanın tamamlanma­sının ardından 6 Şubat dep­remlerinin meydana geldiğini söyleyen Akben, “Başta Hatay olmak üzere çevre birçok ili­mizi etkileyen deprem sonra­sında birçok yapı da maalesef enkaz haline geldi ya da büyük hasar aldı.

Deprem öncesinde fotoğraflayarak kayıt altına al­dığımız ilk envanter projemiz bu anlamda, yapılacak resto­rasyon çalışmalarına rehber, eserlere dair önemli bir refe­rans kaynağı niteliğinde oldu­ğu ve Hatay’ın zengin kültürel mirasını kayıt altına aldığı için mutluyuz” dedi.

10 bin kilometreden fazla yol gidildi

Projenin ikinci durağına in­sanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinden olan Konya ile de­vam ettiklerini söyleyen Ak­ben, “Şehrin tüm vakıf eserle­rinin belgelendiği Konya Vakıf Eserleri Envanter Kitabı’nın, zengin mirasımızı gelecek ne­sillere taşıyacak bir referans kaynak olacağına inanıyoruz” diyerek Konya’daki çalışmala­ra ilişkin şu detayları verdi:

“Konya Envanter Projemiz, planlama, hazırlık, çekimler, kitabın tasarımı ve basımı ile birlikte toplam 720 günlük bir zamanda tamamlandı. Kitap­ta yer alan kareler için 106 sa­atlik drone çekimleri yapıldı ve 10 bin kilometreden faz­la yol kat edildi. Çekimler ise toplamda 132 gün sürdü. Me­tinler, uzman bir ekip tara­fından 520 civarında kaynak eser ve makale taranarak 147 günde kaleme alındı.

Şehirde­ki 289 vakıf eseri, 15 bin 200 fotoğraf karesi ile belgelendi. Yaklaşık iki yıl süren bir ha­zırlık sürecinin sonunda da iki ciltlik Konya kitabımız ya­yınlandı. Yine eş zamanlı ola­rak tıpkı Hatay çalışmamızda olduğu gibi bir de sergi açtık. Konya Vakıf Eserleri Envan­ter Kitabı’ında yer alan fotoğ­raflar arasından seçilen 546 fotoğraf, Üsküdar Mimar Si­nan Galerisi’nde sanatsever­lerle buluştu.

Konya’da Sel­çuklu ve Osmanlı dönemin­den günümüze ulaşan külliye, cami, medrese, kümbet, ker­vansaray, hamam, sarnıç, çeş­me ve türbe türü vakıf eserle­rinin fotoğraflarının yer aldığı “Ayna: Anadolu Göğünün İpek Mahyası” isimli bu sergimiz keyifli ve öğretici kısa bir tarih yolculuğu yapmak isteyen va­tandaşlarımızla buluştu.”

Sürdürülebilir toplumun temeli kültürel mirasla atılır

Kültürel mirasın sürdürülebilirlik açısından önemine ilişkin de değerlendirmede bulunan Mehmet Ali Akben, “Hiç şüphesiz ki, toplumlar geçmişiyle kurdukları bağ sayesinde kimliklerini oluşturuyor.

Kültürel miras, sadece geçmişin bir hatırası değil, aynı zamanda geleceği inşa etmede önemli bir kaynak. Onu korumak ve yaşatmak, sadece tarihimize sahip çıkmak değil, aynı zamanda daha bilinçli, sürdürülebilir ve saygılı bir toplumun temelini atmak anlamına geliyor. Zira gelecek nesillere bırakacağımız en değerli miraslardan biri, bugün koruyabildiğimiz kültürel zenginlik” dedi.

Sıradaki duraklar Bursa ve Kütahya

Projenin, Selçuklu ve Osmanlı döneminden günümüze gelmiş, mevcudiyetini koruyarak tarihimize tanıklık etmiş vakıf eserlerini kapsadığını belirten Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben, “Projemiz kapsamında çalışmalarımızı belli bir program dahilinde hız kesmeden sürdürüyoruz. Sırada bünyesinde yine yüzlerce vakıf eserini barındıran iki önemli şehrimiz var: Bursa ve Kütahya. Alanlarında yetkin, uzman ekibimizle bu şehirlerle ilgili çalışmalarımıza da başladık. Önümüzdeki aylarda yine medeniyetlere tanıklık etmiş yüzlerce yeni vakıf eserini hem kitap hem de sergimizle halkımızla paylaşacak olmanın heyecanını taşıyoruz” diye konuştu.

Kaynak URL