Gaziantep, Mezopotamya’nın bereketini Gastroantep’le sofralara taşıyacak

Dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şefler, gurmeler, yaşam koçları, diyetisyenler, gıda üreticileri, gastronomi öğrencileri, tarım üreticileri, tedarikçiler, akademisyenler ve sektör temsilcileri bir araya getirecek festivale sayılı günler kaldı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İstanbul’da düzenlediği basın toplantısıyla festival hakkında bilgiler verdi.

Şahin, toplantıda Büyükşehir Belediyesi’nin sürdürülebilir tarım alanında yaptığı yatırımları, Gaziantep’in Gastronomi alanındaki çalışmalarını, festival içeriğini ve coğrafi işaretler alanında yürütülen çalışmaları sunum eşliğinde anlattı.

Şahin, dünyanın zenginlik ölçeğinin artık kültürel zenginliğin korunması, kültürel mirasına sahip çıkılması ve sağlık konuları olduğunu belirterek, “Bizim GastroAntep yolculuğumuz aslında bir insanlık yolculuğu. Kişi başına düşen gelire bakmıyor milletler artık. Geçtiğimiz zor dönemde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bıraktığı en büyük miras bilim ve akıl. Elimizdeki toprağın bizi nereye götüreceğini iyi analiz edeceğiz. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde ekonomik kalkınmayla birlikte insani ve çevresel kalkınmanın mutlaka yapılması gerektiğini, yapılmadığında büyük sorunlar yaşanacağı ifade ediliyor. Söylemlerin eyleme dönüşmediğinde küresel ısınmanın nasıl arttığını, Antarktika’ya gittiğimde buzulların nasıl eridiğini gördük. Bu zor zamanda ne yapıp ne yapmamamız gerektiği ile ilgili bir bakışımız var” dedi.

Gaziantep’in gastronomi alanında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na giden sürecini de dile getiren Şahin, şunları kaydetti: “Bir Gaziantepli kahvaltıda, öğlen yemeğinde ne yiyeceğini, şu an kiminle nerede ne yiyeceğini, hafta sonu ne pişireceğini, hangi çeşit köfte yapacağını, kebap yapacağını konuşuyor. Şehrin algısı bu. Bunda sorun yok. Ama sen Gaziantep’i dünyaya ne kadar tanıttın dediğinde çok kötüyüz. O yüzden küresel ölçekte şehrin rekabet etme gücünü artırabilmemiz için elimizdeki kültürel mirası geleceğe taşımamız gerekiyor. Hangi aşamadaydık? Uluslararası ağlarda yoktuk. Uluslararası ağlarda olmadığın zaman, bu networkte olmadığın zaman, zaten en temel sorunun bu oluyor. 2014 yılında Yaratıcı Şehirler Ağı’na hızlı bir şekilde başvurup, ‘Biz dünyanın en büyük mutfaklarından biriyiz.’ dediğimizde ne kadar doğru bir yoldan başladığımızı gördük.”

Gaziantep’in tarihi İpek Yolu’na ev sahipliği yaptığını anımsatan Şahin, “İpek Yolu için bir araya gelenler ortak sofra kurmuş. Ortak sofra geçmiş medeniyetlerin ticaretini daha da güçlendirmiş. O yüzden bizim yapacağımız bu çalışmada; coğrafyanın ne kadar önemli olduğunu, aslında her şeyin Mezopotamya’nın bereketinin sofraya taşınmasıyla oluştuğunu görüyoruz. İpek Yolu’na baktığımız zaman birçok inanç bir arada. İslam medeniyetinde havra, kilise, cami yan yana ise bu durum şehirlerimiz için çok önemlidir. Ötekine saygıdır. Dolayısıyla bu vesilelere bakınca bize dair olan o sofradaki oturma da beraberinde ekonomiyi getiriyor” diye konuştu.

“Rumkale’de şabut balığı yemeye davet ediyoruz”

Fırat Nehri’nin balığını Rumkale’de insanlara tattırmak istediklerini dile getiren Şahin, “Bu memleket için birlik olacağız. Koordineyi hızlı sağlayacağız. İş yapabilme kapasitesini güçlü tutacağız. Sorunumuz çok fazla, sorun çözme kapasitemizi artıralım. Sizleri, Rumkale’de coğrafi işaretini aldığımız menengiç kahvemizi içmeye davet ediyoruz. Fırat’ın şabut balığını tattırmak istiyoruz. Bu şu anda şifa. Alzaymırı önlüyor. Bunu bilim dünyası söylüyor” dedi.

Gaziantep’in UNESCO’nun yaratıcı şehirler ağına girilmesinin uzun bir süreç olduğunu belirten Şahin, “Ama sonunda başardık ve hamdolsun çok farklı bir noktaya getirdik. Bu yılki temamız: Sürdürülebilirlik. Dünya sürdürülebilirliği konuşuyor. Sürdürülebilir kalkınma için gastronomi. O yüzden biz kebap, lahmacun, baklava şehri de değiliz. Vegan, vejetaryan, çölyak hastaları için oluşan özel menüler artık bunlarla da uzmanlaşıyor, uzmanlaştırıyoruz” dedi.

Şahin, ata tohumlarına, yöresel ürünlere sahip çıktıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Nizip’te eğer Ege’nin zeytin tohumunu ekmeye devam edersek, gastronomi memleketi olamayız. Ata tohumlar var. Bölgenin nemine ve yağışına uygun. Toprak analizi yapıyoruz. O toprak analizine göre tohumu belirliyoruz. Ana tohumu ve ata tohumu kütüphanesi kuruyoruz. Bu o kadar önemli ki. Tarım Daire Başkanlığımızı kurduk. Kendi ata tohumumuzu, ana tohumumuzu dağıtıyoruz. Bu biyoçeşitliliği kullanmamız, toplumla birleştirmemiz, bunu eğitmemiz, çiftçiye bunu iyi anlatmamız ve bunun gereğini yapmamız gerekiyor.”

Gazi şehrin geniş mutfak kültürünü global arenaya taşıyan festivalde; Michelin yıldızlı şefleri, UNESCO Gastronomi Şehirleri temsilcilerinin Gaziantep’in yöresel ürünleri ile düzenleyeceği workshop etkinliklerinin yanı sıra sürdürülebilirlik ve biyoçeşitlilik üzerine sergiler, Coğrafi İşaret Çalıştayı gibi çok sayıda panel ve seminer düzenlenecek. Festivalde ayrıca geziler, müze ziyaretleri, şovlar, kadın ve çocuklar için atölye çalışmaları, konserler ve pek çok eğlenceli etkinlik yer alacak. GastroAntep Festivali ile Türkiye’deki gastronomi öğrencilerine global platformlarda staj imkânı da sağlanacak.

Basın toplantısına Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in yanı sıra; Milletvekili Derya Bakbak, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Erdem Güzelbey, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım, Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı İsmet Özcan katıldı.

Kaynak URL