Biden'ın açıklaması gerilimi tırmandırdı

 

Hilal SARI

Kremlin’den “varoluşsal bir tehdit hissedersek, nükleer kullanırız” açıklaması geldikten kısa bir süre sonra ABD Başkanı Joe Biden’ın Rus vatandaşlarına seslendiği ve Putin’i “kasap” olarak nitelendirdiği konuşmasında “Tanrı aşkına, bu adam artık görevde kalamaz” ifadelerini kullanması, Ukrayna savaşında gerilimi yükseltiyor.

Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in “Biden öyle demek istemedi” minvalinde yapılan açıklamalar retorikte bir geri adım olarak değerlendiriliyor olsa da, ABD’li siyasetçilerden bile Biden’ın rejim değişikliği istenildiğine yorulabilecek ifadeleri eleştiri oklarının hedefinde. ABD’nin dış politikaları konusunda uzmanlaşmış düşünce kuruluşu ABD Dış İlişkiler Konseyi’nin Başkanı Richard Haass Twitter’dan yaptığı açıklamada “Biden’ın ifadeleri zaten zor ve tehlikeli olan bir durumu daha zor ve daha tehlikeli hale getirdi. Bu çok açık. Asıl durum hasarın nasıl onarılacağıdır. Biden’ın yardımcılarına Rus meslektaşlarına ulaşmalarını ve onlarla anlaşmaya hazır olduklarını netleştirmelerini tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı. Kremlin, Biden’ın ifadelerinin ardından hızla “Kimin iktidarda olacağına Biden karar veremez. Rusya Devlet Başkanı Rusyalılar tarafından seçilir” yanıtı gelmişti.

Macron’dan da “retoriğe dikkat” açıklaması Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da “Ukrayna savaşına ilişkin retoriğin sertleşmemesi gerektiği” uyarısı yaptı. Fransız basınında Macron’un Putin ile iletişimi sürdürdüğü ve önümüzdeki günlerde sivillerin tahliyesi için kendisiyle bir görüşme yapacağı belirtildi. İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss ise Biden’ın gerilimi yükselten ifadelerinin ardından “Rusya geri çekilirse yaptırımlar kaldırılabilir” açıklaması yaptı.

Lviv saldırıları Biden’a tepki olarak değerlendiriliyor

Biden’ın Polonya ziyaretindeki bu açıklamalarından saatler sonra Ukrayna’nın Polonya sınırına 70 km. uzaklıktaki batı kenti Lviv’e gerçekleştirdiği füze saldırıları ise Kremlin’in Biden’ın açıklamalarına sahadaki tepkisi olarak değerlendiriliyor. Lviv, işgalin başladığı 24 Şubat’tan bu yana, NATO eğitimlerinin yapıldığı tesise gerçekleşen bir saldırı dışında, normal yaşamın nispeten devam edebildiği ve Avrupa’ya kaçmak isteyen milyonlarca Ukraynalının akın ettiği bir şehirdi.

Çin’den Rusya’ya laboratuvar iddialarında destek geldi

Rus yetkililerin Ukrayna’nın yanı sıra Gürcistan’da da kitlesel imha silahı geliştirilen biyolaboratuvarlar olduğunu iddia etmesi ise, NATO’ya girmek isteyen diğer bir ülke Gürcistan’ın da ihtilafa dahil edilebileceği endişelerini gündeme getiriyor. Kremlin’in iddialarından biri de ABD Başkanı Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın bu sözde laboratuvarları gizlice finanse ettiği. Rus dışişleri sözcüsü iddia edilen laboratuvarlara uluslararası hukuk kurumları aracılığıyla erişemediklerini bildirdi. Rus basınında “ABD’nin yurtdışında finanse ettiği laboratuvarların COVID-19’un geliştirilmesinde kullanılmış olabileceği” iddiaları da yer almaya başladı. Batının yaptırımlara katılması için baskıladığı ve COVID-19 virüsünün Wuhan laboratuvarından çıktığı iddialarıyla uzun süredir mücadele eden Çin’den de “ABD’nin Ukrayna’daki biyolojik laboratuvarlarının güvenlik riskleri barındırdığı” açıklamasıyla Rusya’nın bu iddialarına destek geldi.

Karabağ ateşkesinin ‘Bayraktar SİHA’larıyla’ ihlal edildiği iddiası

Rusya’nın askeri retoriğinde gerilimin yükseldiği bir diğer bölge ise, Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında yer aldığı Azerbaycan-Ermenistan ateşkesi oldu. Rusya Savunma Bakanlığı haftasonu yaptığı açıklamada Azerbaycan’ın Karabağ’da “Bayraktar SİHA’larıyla” dört hava saldırısı yaparak ateşkesi ihlal ettiğini öne sürdü. Ancak Azerbaycan iddiaları redetti ve Moskova’nın açıklamalarını “tek taraflı” olarak nitelendirerek, yasadışı Ermenistan silahlı birliklerinin bir sabotaj girişiminde bulunduğunu ve Karabağ’ın savaşa son veren üçlü anlaşmaya bağlı olduğunu vurguladı.

“Rusya, Ukrayna’yı Kore gibi bölmek istiyor”

Ukrayna askeri istihbarat şefi Kyrylo Budanov, gerilimin yükseldiği haftasonunda yaptığı açıklamada Rusya’nın Ukrayna’da Kuzey ve Güney Kore gibi bölmeye çalıştığını” öne sürdü. Budanov, “Kore senaryosu” diye nitelendirdiği iddiasında Rus birliklerin ilerleyişinin durması sonrası Putin’in Ukrayna’yı doğu ve batı olarak Kore’deki gibi bölmeyi hedeflediğini iddia etti. “Luhansk Rusya’ya katılmak için referanduma gidebilir” Öte yandan Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlık ilan eden Luhansk’tan “Rusya toprağı olmak için bir referandum yapılacağı” açıklaması geldi. Bu durum, Rusya’nın müzakere masasında taleplerini daha da artırdığı anlamına geliyor. Daha önce sadece Kırım’ın Rus toprağı olarak tanınması talep edilmişti.

Ukrayna gerilla savaşına başlayacak

Müzakere masasında şimdiye kadar önemli ödünler veren Ukrayna, sahada ise direnmeye devam ediyor ve Batı’dan daha fazla askeri mühimmat yardımı talep ediyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky Rusya’nın saldırılarında yakıt ve gıda depolarının hedef alındığını, Ukrayna’nın tank, uçak ve füzelere ihtiyacı olduğunu söyledi. Ukrayna savunma bakanlığı yetkilileri ise önümüzdeki günlerde Ukrayna ordusunun Rus birliklerinin işgal ettiği noktalarda gerilla savaşı başlatmayı planladığını dile getirdi.

“Rusya’yla köprüleri yakmayın, güvenlik endişelerini dinleyin”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüzü İbrahim Kalın, Katar’da devam eden Doha Forum 2022’de basına yaptığı açıklamada Rusya ile tüm köprülerin yakılmaması ve güvenlik endişelerinin dinlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Savaşın tetiklediği enerji krizinde önemli bir tedarikçi olan Katar’da gerçekleşen etkinlikte, enerji kadar ihtilafın nasıl çözülebileceği de ana gündem maddesiydi. Kalın, bu bağlamda yaptığı açıklamada “Eğer herkes Rusya ile köprüleri yakarsa, günün sonunda onlarla kim konuşacak?” dedi. Kalın, “Ukraynalıların kendilerini savunabilmeleri için mümkün olan her şekilde desteklenmesi gerektiğini, ancak şu ya da bu şekilde Rusya tarafının da dinlenmesi gerektiğini” ifade etti. Kalın ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde bir kez daha Rus mevkidaşı Putin’le bir görüşme yapacağını duyurdu. Zirvede, Rus gazından bağımsızlaşmaya çalışan Avrupa’nın alternatif enerji kaynaklarına yönelmesi de kritik başlıklardan biriydi. Geçtiğimiz hafta Katar’la yeni bir LNG anlaşması imzalayan Almanya’dan sonra Slovakya da Katar ile yeni bir LNG müzakeresine başladığını duyurdu. Ancak Katar Enerji Bakanı Saad bin Şeride el-Kabi’nin de ifade ettiği gibi, “Hiç kimse bir gecede Rus gazının yerini dolduramaz”. Bu nedenle de AB, ABD ve Katar gibi alternatif tedarikçilerin yanı sıra önemli verim çalışmalarıyla doğalgaz tasarrufu yaparak 2030 itibariyle Rus gazından bağımsızlaşmayı amaçlıyor.

Kaynak URL