AB, SAF için çıtayı yükseltiyor

Necmi ÇELİK

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), İstanbul’da gerçekleşen Dünya Kargo Zirvesi’nde (WCS) 2050 için net sıfır emisyon hedefini havacılık endüstrisi adına teyid etti.

THY ve Pegasus dahil dünyada yaklaşık 300 havayolu şirketini çatısı altında toplayan ve sivil havacılık trafiğinin yüzde 83’ünü temsil eden IATA sürdürülebilirlik hedefine uygun olarak sürdürülebilir Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı’nı (SAF) daha fazla kullanma taahhüdünü de yeniledi.

Ancak sorun petrol üretici firmaların yeterince SAF üretmemeleri ve üretilen yakıtın da fiyatının yüksek olması konusunda odaklanıyor. Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tevfik Nane, WCS kapsamında düzenlenen basın toplantısında SAF ile ilgili şu yakınmada bulundu:

Seyahatin maliyetini yükseltecek

 “Bilindiği üzere dünyada havayolları üretilen SAF’ı son damlasına kadar kullanıyor. Demek ki daha fazla üretilse hava yolları da daha fazla SAF kullanacak. Bence medya mensupları artık şu soruyu petrol üreticilerine sormalılar ‘neden daha fazla SAF üretmiyorsunuz’. Üretim arttıkça SAF’a olan talep de artacaktır ve yakıt fiyatları da düşecektir. Bu konuda hükümet teşvikleri de önemlidir kuşkusuz.” Öte yandan AB’nin SAF kullanımıyla ilgili aldığı son karar IATA’nın tepkisini çekti.

AB içinde varılan anlaşma 2025- 2050 yılları arasında AB ülkelerine ait havaalanlarına iniş ve kalkış gerçekleştiren uçaklarla ilgili olarak Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) kullanımı konusunda havayolu şirketlerine beklentilerin üzerinde hedefler koydu. Anlaşma havayolu şirketlerinin SAF kullanımını aşamalı olarak artırmalarını öngörüyor.

Buna göre, AB havaalanlarında 2025’e kadar uçaklar toplam yakıt kullanımının yüzde 2’sini ve 2030’a kadar da yüzde 6’sını SAF olarak sağlayacaklar. 2035’e kadar SAF oranının yüzde 20’ye ve 2050’ye kadar da maksimum yüzde 70’e varan oranlara yükseltilmesi gerekecek. IATA Genel Direktör Yardımcısı Conrad Clifford, AB’nin kararıyla ilgili şunları söyledi: “Bu anlaşma, AB’nin gelecek için öngördüğü SAF seviyeleri konusunda önemli bir netlik sağlıyor ve AB Parlamentosuna ve üye devletlere komisyonla yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkür ediyoruz.

Ne var ki SAF kullanımına ilişkin bu yetki çerçevesi petrol üreticilerine ve pazara net bir mesaj veriyor olsa da daha ucuz üretimi ve daha esnek tedarik kurallarını teşvik edecek kapsamlı bir politika çerçevesi çizmiyor. Bu noktadan bakıldığında SAF maliyetlerinde büyük bir artış olabilir ve böyle bir tablo yakıt üreticileri için daha fazla para kazanmalarının yolu açılabilir. Böylece AB genelinde seyahat ve ulaşımın maliyeti daha da yükselebilir.”

 

Kaynak URL