Merkez Bankası faizi 250 baz puan artırdı

Birol BOZKURT

Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan artırarak yüzde 45’e yükseltti. Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu’nun faiz kararı metninde, aralık ayında manşet enflasyonun son Enflasyon Raporu’nda sunulan görünümle uyumlu bir artış kaydettiği belirtildi.

Yurt içi talebin mevcut seviyesi, hizmet fiyatlarındaki katılık ve jeopolitik risklerin enflasyon baskılarını canlı tuttuğu ifade edilen duyuruda, yakın döneme ilişkin göstergelerin, parasal sıkılaştırmanın finansal koşullara yansımasıyla yurt içi talepteki dengelenmenin öngörülen dezenflasyon süreciyle tutarlı seyrettiğine işaret ettiği vurgulandı.

Duyuruda, Kurul’un, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında başlayan sınırlı iyileşmenin devam ettiğini değerlendirdiği bildirildi. Dış finansman koşulları, rezervlerdeki güçlenme, cari dengedeki iyileşme ve Türk lirası varlıklara talebin döviz kuru istikrarına ve para politikasının etkinliğine katkıda bulunmaya devam ettiği vurgulanan duyuruda, bu çerçevede, aylık enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sürdüğü belirtildi.

Kurul’un, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığını ve bu düzeyin gerektiği müddetçe sürdürüleceğini değerlendirdiği bildirilen duyuruda, “Kurul, politika faizinin mevcut seviyesinin aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdürüleceğini değerlendirmiştir. Enflasyon görünümü üzerinde belirgin ve kalıcı riskler oluşması durumunda ise parasal sıkılık gözden geçirilecektir.” ifadesi kullanıldı.

Miktarsal sıkılaşma sürecek

 Duyuruda, Kurul’un, mevcut mikro ve makroihtiyati çerçeveyi piyasa mekanizmasının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirdiği belirtildi.

Kurul’un sadeleştirme süreciyle uyumlu şekilde kredi arzında ve mevduat faizinde gözlenebilecek oynaklıklara karşın makroihtiyati kararlarla parasal aktarım mekanizmasını destekleyeceği bildirilen duyuruda, şunlar kaydedildi: “Kurul, faiz kararlarının yanı sıra parasal sıkılaştırma sürecini destekleme amacıyla, kullandığı sterilizasyon araçlarının çeşitliliğini artırarak miktarsal sıkılaştırmaya devam edecektir.

Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlemeye devam edecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir.”

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova: Daha şahin bir Merkez Bankası bekliyordum

Merkez Bankası toplantısı öncesinde gördüğümüz yılsonu enflasyon beklentilerinin bozulduğu idi.

Öncelikle yönetilen/yönlendirilen ürünlerin fiyatlarına kamu ya da kamuya bağlı kurumlar tarafından yıl sonu enflasyon hedefinin çok üzerinde yapılan zamlar, ÖTV artışlarından gelen fiyat artışları, ücret artışlarına bağlı özel sektör fiyat ayarlamaları ve akaryakıt ürünlerine sürekli gelen zamlar ile hem Ocak ayı enflasyonun beklentilerin üzerinde yüksek çıkma ihtimali belirdi hem de bunun Şubat ayına sarkması artık çok olası.

Likidite fazlası nedeniyle mevzuat faizlerindeki düşüş piyasanın beklenen sıkılaşmayı yapmasına imkan tanımıyor. Talep hala canlı ve tüketicilerin gelecek 12 aya ilişkin genel ekonomik durum beklentileri de kötüleşmiş durumda. Hal böyle iken Merkez Bankasının piyasanın beklendiğinden daha yüksek bir faiz artışı yapabileceğini ve bozulmuş beklentileri toparlamaya çalışacağını düşünmüştüm.

Yanılmışım. Merkez Bankasına tanınan alanın sonuna geldiğimiz anlaşıldı. Para Politikası Kurulu metninden de gördüğümüz şekliyle metinin tonu Güvercin. Ben daha Şahin bir metin beklentisindeydim. Anlaşılan o ki, benim duyduğum endişeyi Merkez Bankası yönetimi duymuyor. Jeopolitik risk denilerek geçilen risk unsuru geçtiğimiz aydan farklı olarak ‘Arz Kesintisi Riski’ne dönüşmüş durumda. Buna değinilmemiş olması beni şaşırttı.

Ekonomist Prof. Dr. Sinan Alçın: Merkez yeni faiz artırımı yapmak durumunda kalabilir

Aslında merkez bankası parasal sıkılaştırmanın sonuna gelmekte olduğu sinyalini bir önceki toplantıda vermişti ve onu doğrular nitelikte bir karar almış oldu. Makro ihtiyati tedbir diye de ifade ettiğimiz hem merkez bankası hem BDDK tarafından kredi piyasasını düzenleme ve şekillendirmeye dönük para arzını kontrol edecek politikaların sıkılaştırma amacıyla uygulanacağını düşünüyorum.

Merkez bankası yerel seçim sonrasında ortaya çıkacak o süreçteki mali gevşemenin boyutuna bağlı olarak ve yılsonu enflasyon beklentisinde yukarı yönlü yapacağı revizyonu da dikkate alarak, haziran veya temmuz ayında yeni bir faiz artırım sürecine girebilir diye düşünüyorum. Seçimin yaratacağı mali genişlemenin hazine borçlanma gereğinde ne kadar artış yaratacağını ön göremiyoruz. Tabii ki biraz bunun görülmesi lazım.

Deniz Yatırım Strateji ve Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Orkun Gödek: %45 faizin zirve olduğunu düşünüyorum

TCMB, beklendiği üzere, politika faizini %45’e çektiğini açıkladı ve genel enflasyon görünümünün tahminleri ile uyumlu olduğunu belirtti. Aralık ayı enflasyonuna dair atıf var; ancak, ocak ayındaki son durum ile ilgili ipucu bulmakta zorlandık. Gerekirse sıkılık düzeyinin gözden geçirilebileceğinin belirtilmesi ek adım atılmasına yönelik kapının kapanmasına şu an için engel olmakla birlikte, bir süre için %45’in zirve olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır.

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan: Sıkılaştırma adımları farklı kanallardan sürebilir

TCMB beklendiği gibi 250 baz puanlık artışla politika faizini %45 seviyesine çıkardı ve dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığını duyurdu. Ocak ayındaki faiz artışı ile faiz artışı serisinin sonuna gelindiği beklentisi de karşılık bulmuş oldu. Her ne kadar enflasyon görünümü üzerinde belirgin ve kalıcı riskler oluşması durumunda ise parasal sıkılık gözden geçirilecektir ibaresi yer alsa da bunun tedbiren konulmuş bir ifade olduğunu düşünüyoruz.

Özetle geçtiğimiz yılsonunda ekonomi politikalarında başlayan dönüşüm politika faizi tarafında sonlanmış oldu. Bundan sonraki süreçte gerekli oldukça farklı kanallar üzerinden ilave sıkılaştırma adımları ve TL sterilizasyonu yönelik yeni adımlar gelebilir. Bununla birlikte uygulanan ekonomi politikalarının devamlılığının ve başarısının sağlanabilmesi adına bundan sonraki süreçte maliye politikaları daha önemli hale gelecektir. İlerleyen günlerde olası not artışları ve yabancı sermaye girişlerinin hızlanması da bu süreçte önemli bir katkı sağlayacaktır.

Marbaş Menkul Değerler Strateji ve Varlık Yönetim Direktörü Volkan Dükkancık: Faiz döngüsünün bitmesi sınai şirketlerine nefes aldıracak

Kasım ayında 500 baz puan artırım hızını 250 baz düşürerek parasal sıkılaştırma adımlarını en kısa zamanda tamamlamayacağını bildiren TCMB yılın ilk toplantısında politika faizini beklentiler doğrultusunda 250 baz puan artırarak %45 seviyesine yükseltti ve parasal sıkılaşma adımlarının sonlandığına işaret etti. Bununla birlikte metnin satır aralarına bakıldığında, bankanın enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri kontrol altına alınana kadar sıkı duruşunu ve mevcut faiz düzeyini koruyacağını anlıyoruz.

Faiz kararının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini desteklemek amacıyla banka, başta depo alım ihaleleri olmak üzere sterilizasyon araçlarının çeşitliliğini artırarak miktarsal sıkılaştırmaya devam edeceğinin de altını çizdi. Faiz artırım sürecinin sonuna gelinmiş olması bu noktada sınai şirketlerine belli ölçüde nefes aldırarak endeksin mevcut yükseliş eğilimine destek olabileceğini düşünüyorum. Uzun zamandır banka lehine açılan Sınai banka endeksi makasının da belli ölçüde kapanmasını bekleyebiliriz.

Ekonomist Emrah Lafçı: Ekonomik baskı yılın ikinci yarısı artabilir

Merkez Bankası faiz artırımlarının sonuna geldiğini belli etti. Bana göre bir daha faiz artırımı yapması çok zor. Yılın sonuna doğru da eğer işler enflasyon tarafında iyi giderse indirim süreci başlayabilir. Ama muhtemelen yılın ikinci yarısı ekonomik açıdan durumlar kötüleşecek. Hem bireylerden hem de şirketlerden yoğun baskı gelecektir. Asıl mesele bu baskıya ne kadar süre dayanılabileceği. Üst üste birkaç ay %2’ye yakın enflasyon görebilirsek o zaman TCMB’nin eli biraz daha rahatlayabilir.

İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Nilüfer Sezgin: Ağustos ayında faiz indirim süreci başlayabilir

Merkez Bankası’nın daha önceden verdiği mesajla uyumlu olarak son artırımını yaptığını görüyoruz. Enflasyon beklentilerini yönetmenin öneminin arttığı bir döneme giriyoruz. Enflasyon artmaya devam ederken, TCMB’nin bu artışın geçici olduğu konusunda kamuoyunu ikna etmesi gerekecek.

Bu kapsamda gerekirse daha fazla artırırız mesajını vermesi olumlu. Metne göre böyle bir artırım ancak beklentilerden belirgin ve kalıcı bir risk oluşursa yapılabilecek. Bu mesaj daha şahin bir şekilde verilebilse daha faydalı olabilirdi. Enflasyonun ve makro dengelenmenin beklendiği gibi ilerlediğinin belirtilmesi önemliydi. Buradan yeni enflasyon raporu açıklandığında 8 Şubat’ta %36 seviyesindeki sene sonu enflasyon tahmini değişmeyecek mesajı alınabilir.

Ayrıca her ne kadar parasal aktarım mekanizmasını henüz çok etkilenmese de piyasadaki fazla TL likiditesini azaltıcı tedbirler açıklanabileceği mesajını da vermiş. Bu da önemli ve olumlu. Sıkılık gerektiği kadar sürecek diyor Merkez Bankası. Bizim beklentimiz her şey yolunda giderse ağustos ayında indirime başlanabileceği yönünde. En önemli risk ise talepteki soğumanın arzu edildiği kadar sağlanamaması olabilir. Bunu da en erken ikinci çeyrekte daha net görebileceğiz.

Kaynak URL