Bakan Nebati: Üretim ve istihdamı önceledik

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Uludağ Ekonomi Zirvesi açılış törenine katıldı.

Bakan Nebati zirveye katılmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek, ”2012 yılından bu yana, iş dünyamızla akademi dünyamızı başarıyla bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde, sizlerle bir arada olmaktan büyük bir mutluluk duyuyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.  Bizleri bugün, “Yeni Küresel Düzeni Tasarlamak” başlığı altında, vizyoner bir yaklaşımla bir araya getiren Capital, Ekonomist ve Start-Up dergilerine de teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemizin önünü açan, fikir ve deneyim paylaşımına imkân sunan benzeri platformların da ilerleyen dönemde artmasını can-ı gönülden temenni ediyorum” dedi.

Bakan Nebati sözlerini şöyle sürdürdü:

”2008 küresel finansal krizi; ardından COVID-19 salgını ve son olarak da Rusya-Ukrayna Savaşıyla başlayan Enerji Krizi nedeniyle içinde bulunduğumuz 21. yüzyıl tarihe belki de “krizler çağı” olarak geçecek. Özellikle COVID-19 salgını gibi hızla yayılıp tüm insanlığı etkisi altına alan türden krizler, beraberinde çeşitli yapısal dönüşümlere de neden oluyor. Örneğin; bugün yaşanan enerji krizi, alternatif enerji kaynaklarına olan yönelimi de artırmıştır. Öte yandan, salgın sonrasında hızlanan dijitalleşme süreci, üretim modellerimizden finansal hizmetlere, eğitimden gündelik hayatımıza kadar, köklü değişimleri de beraberinde getiriyor.

Böylesine kriz ve dönüşümlerin yaşandığı bir çağda, sorunları aşabilmek için her zamankinden farklı politika ve yöntemler geliştirilmesi büyük önem kazanıyor. Bu anlayışla, geçtiğimiz hafta İstanbul’da, Ekonomik Dönüşüm Zirvesi’nde, dünyanın dört bir yanından saygın akademisyenlerle bir araya geldik. Değerli akademisyenlerle gerçekleştirdiğimiz istişarelerde, mutabık kaldığımız konulardan biri de salgın sonrası dünyanın ülkemize önemli fırsatlar sunduğu yönündeydi. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde, son 20 yılda gerçekleştirdiğimiz mega altyapı yatırımlarının da sağladığı büyük avantajla, ülkemizin yeni dönemde bölgesel bir tedarik merkezi olarak öne çıkma potansiyelinin çok yüksek olduğunu değerlendirdik.”

”Rotamızı ülkemizin büyümesinden ve güçlenmesinden yöne çizdik”

Öngörülerinin haklı çıktığını vurgulayan Nebati, ”Oluşan bu tarihi fırsat karşısında; ülkemizde uyguladığımız ekonomi politikalarının, gelişmekte olan diğer ülkeler için de model teşkil edebileceğini çok sayıda zirve katılımcısı ayrı ayrı vurguladı. Esasen bu tablo, bizim yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejimizin, yani Türkiye Ekonomi Modelimizin de ne kadar doğru bir zamanda atılmış hayati bir adım olduğunu, bir kez daha ortaya koydu. Kimi çevreler, bu dönüşüm sürecinde uygulamaya aldığımız politikalarımızı neredeyse ideolojik bir saplantı düzeyinde eleştirmişlerdir. Ancak, tüm dünya küçülmeye giderken yüksek oranlarda büyüyen ekonomimiz, rekor seviyelerde artış gösteren istihdam ve ihracat rakamlarımız, dünya ekonomilerinden pozitif yönde ayrışmamızı sağlayarak öngörülerimizi haklı çıkarmıştır” diye konuştu.

Bakan Nebati sözlerine şöyle devam etti:

”Biliyoruz ki toplumlar dinamik bir yapıya sahiptir ve bu yapı zaman içinde sürekli değişir. İhtiyaçları, öncelikleri, hedefleri ve bunlara bağlı olarak uygulanan ekonomi politikaları da farklılaşır. Nitekim diğer bazı ülkeler de bugün, ortodoks olarak tabir edilen, kabul görmüş, ana akım ekonomi politikalarını sorgulamaya ve kendilerine özgü koşullara göre farklı politika setlerini devreye almaya başlamıştır. Biz, Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde, küresel konjonktürü de gözeterek, yarının daha güçlü Türkiye’sini inşa etme yolunda, rotamızı insanımızın işinden ve aşından, ülkemizin büyümesinden ve güçlenmesinden yöne çizdik. Geçmişe dönüp baktığımızda, 18. yüzyılda ortaya çıkan sanayi devriminin, tüm dünyada dönüştürücü bir kritik eşik olduğunu görürüz. Bu dönüşüme ayak uyduranlar, bugünün gelişmiş ülkeleri konumunda olanlardır. Bugün de aynı şekilde kritik bir eşiğin önündeyiz. Endüstriyel ekonomilerin giderek bilgi ekonomisine dönüştüğü, firmaların uluslararası pazarlarda rekabetçi olabilmek için her alanda inovasyon yapmaları ve teknolojiden faydalanmalarının elzem hale geldiği bir süreçten geçiyoruz. Politika ve uygulamalarımıza yön tayin ederken, tüm bu dönüşümleri de mutlak surette göz önünde bulundurarak adımlarımızı atıyoruz.

Diğer yandan, mevcut küresel kriz ortamının negatif etkilerini de en aza indirecek politikaları hızla hayata geçirmek tüm ülkeler için önem kazanıyor. Nitekim salgın döneminde, mali kısıtlar nedeniyle birçok ülke; vatandaşlarını desteklemek ya da yatırımlarını sürdürmek arasında tercih yapmak zorunda kaldı. Ancak, bizler, ülkemizde hem vatandaşımızın yanında olduk hem de yatırımlarımıza hız kesmeden devam ettik. 2020 yılında, dünya ekonomisi daralırken, bizler yüzde 1,9 büyümeyi başardık. 2021 yılındaysa ekonomimiz yüzde 11,4 ile hem 12 yıllık kesintisiz büyüme sürecini devam ettirdi hem de son 50 yılın en yüksek büyüme rakamına ulaştı. Böylece, ülkemiz birçok yüksek gelirli ülkenin büyüme oranlarını da ikiye katladı. Bu yılın ilk altı ayında da yüzde 7,5 büyümeyi başardık. Salgının ardından, Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu enerji krizi nedeniyle Avrupa’da özellikle enerji yoğun birçok sektörde fabrikalar kapanırken bizler üretimimizi ve ihracatımızı artırmaya devam ediyoruz. İhracatımız 2021 yılında yüzde 33 oranındaki artışla Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdı. Böylece, Türkiye, küresel ölçekte ilk 30 büyük ihracatçı ülke içinde ihracatını en çok artıran 6. ülke oldu.”

Ayrıntılar geliyor…

Kaynak URL