Didem Duru: Sağladığım her katkıda fazlası için motive oluyorum

Fatoş BOZKURT

Didem Duru, bankacılıktan teknoloji sektörüne geçmiş bir yönetici. Bugün Cisco Türkiye’nin genel müdürlüğünü yürütüyor. İş, Duru’nun hayatının çok büyük bir kısmını kaplasa da sevdiklerine zaman ayırmayı asla ihmal etmiyor. Uzun tatillerdense hafta sonu kaçamaklarından daha çok keyif alanlardan… Didem Duru’nun favori sporu ise hamak yogası ve Bağoz’da yaptığı sabah koşuları… Tüm bunlar bir yana Duru, tam bir sivil toplum gönüllüsü.

Duru ile iş dışı yaşamını konuştuk.

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Annem, babam ve ablamla oldukça düzenli bir çekirdek aile içinde büyüdüm. Anneannem ve babaannem de her zaman hayatımızın içindeydi. Onların sevgisinin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Okuduğunuz okuldan ve seçtiğiniz kariyerden pişmanlık duyduğunuz zamanlar oldu mu?

Okuduğum okullardan hiç pişmanlığım olmadı. Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’ni bitirdim. Özellikle İngilizce olarak çok iyi bir eğitim aldım ve de çok kuvvetli arkadaşlıklar edindim. Hâlâ hayatımda çok önemli yeri olan, ailem olan arkadaşlarım o dönemdendir. İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü’nde de çok kıymetli hocalarımız vardı ve çok iyi bir dönem geçirdim.

Kariyerinizdeki en önemli dönüm noktası nedir?

İş hayatıma bir bankanın hazine bölümünde başladım. Ancak kısa süre sonra bankacılığın hayalimdeki meslek olmadığına karar verdim ve 3 yıl sonra IBM’e geçtim. O günden beri de bu sektörde çok keyifle çalışıyorum. Dolayısıyla kariyerimdeki dönüm noktası bankacılıktan teknoloji sektörüne geçmek oldu diyebilirim.

Bir yaşam ve iş yapma felsefeniz var mı?

Yaşamımda ailem ve arkadaşlarım olmazsa olmazım. İş çok büyük bir kısmını kaplıyor hayatımın ancak sevdiklerime zaman ayırıyorum. Hiç vakit bulamasak, sabah çok erken saatte Boğaz kenarında yürüyüş yaparak sohbet ediyoruz. Ve de son dönemde sivil toplum faaliyetleri benim için çok daha ön plana çıktı.

Pandemi günlük rutinlerinizi nasıl değiştirdi? Ne tür farkındalıklar elde ettiniz?

Pandemi dönemi hepimizin hayatlarında derin izler bıraktı, rutinlerimizi değiştirdi. Ve o dönemde edindiğimiz bazı alışkanlıklar, hobiler, yeni rutinimizin birer parçası oldu. Örneğin eskiden TV dizileri ile pek aram yoktu, pandemi sürecinde Netflix’te dizi izlemeye başladım. Aynı şekilde 20 yıldan fazla süredir puzzle yapmıyordum, bu dönemde başladım ve konsantrasyonumu artırdığını fark ettim. Yemek yapmakla pek aram yoktu. Pandemi ile beraber mutfakta daha çok zaman geçirmeye başladım. Eve kapandığımız günlerde kızım Selin sağlıklı tarifler buluyordu, birlikte onları hazırlıyorduk. Bu hobileri devam ettirmeye çalışıyorum mümkün olduğunca.

Motivasyonu yüksek tutmak iş hayatında çok önemli. Siz bunun için neler yapıyorsunuz?

Ben çözüme odaklanmayı çok önemli buluyorum. Gün içinde çok fazla uyaran oluyor, beklenmedik olaylar oluşuyor. Tüm bunların karşısında pozitif kalmak ve ne yapılabileceğine odaklanmak benim için motivasyon artırıcı. Ve de özellikle sabahları Boğaz kenarında vakit geçirmek enerjimi çok yükseltiyor.

Favori sporunuz nedir?

Hamak yoga için favori sporum diyebilirim. Bunun yanı sıra koşmayı seviyorum.

Kızınız olduğunu biliyoruz. Onunla nasıl zaman geçirirsiniz?

Kızım artık 20 yaşında üniversite öğrencisi bir genç. Dolayısı ile kendi düzeni ve hayatını kuruyor artık. Ben en çok akşam yemeklerini mümkün olduğunca birlikte yemeye ve hafta sonu en azından 1 gün birlikte keyifli kahvaltı yapabilmeye çok önem veriyorum.

Uzun tatiller yapabiliyor musunuz?

Ben uzun tatilden ziyade uzun hafta sonu tatillerinden çok keyif alıyorum. Perşembe-pazar veya cuma-pazar kısa ve farklı yerlerde tatiller enerjimin artması için çok iyi geliyor. İlkbahar-yaz döneminde hafta sonları şehirdışına kaçmaya çalışıyorum.

Evde bir gençle birlikte olmak size neler katıyor?

Evde bir gencin olması eve çok güzel bir enerji ve keyif getiriyor. Ve de tabii kızımın arkadaşları ile birlikte birçok genç evimizde olunca çok daha renkli ve eğlenceli oluyor. Öylesine geniş bir müzik yelpazesi var ki, benim hiç duymadığım şarkıcıları ve şarkıları bana dinletiyor. Uygulamalar, diziler, kitaplar hakkında kızım ve arkadaşlarından yeni bilgiler öğreniyorum, birbirimize önerilerde bulunuyoruz. O okuduğu bir kitabı sevdiğinde mutlaka benim okumamı da istiyor ve üzerinde konuşuyoruz.

Aslında siz TOG’daki görevinizle de pek çok gence dokunuyorsunuz. TOG’la ne zaman tanıştınız?

Kadınlar, çocuklar ve gençler benim için çok öncelikli. 2015 yılından bugüne dek, önce destekçi ve gönüllü, ardından mütevelli heyeti ve yönetim kurulu üyesi olarak çeşitli görevler üstlendim. 2022 yılından beri de Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum.

GENÇLER STK’LARA GİRSİNLER

Ben uzun yıllardır çalışan ve sistemden çok katkı sağlamış birisi olarak, artık kazanımlarımı, tecrübemi topluma geri verme zamanı olduğuna inanıyorum. Paylaşmanın çok değerli olduğuna ve benim için de karşılıklı olarak çok besleyici olduğuna inanıyorum. Sivil toplumda yaptığım ve katkı sağladığını gördüğüm her çalışma beni daha fazlasını yapmak için motive ediyor. Gençlere önerim, sivil topluma erken yaşlarda girmeleri ve de bu keyfi çok daha erken yaşlardan alarak, topluma katkı sağlamaya bir an önce başlamaları.

Kaynak URL