Aşık Veysel'in vefatının 50. yılı

Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas Şarkışla’nın Sivrialan köyünde dünyaya geldi.

Babası, 7 yaşında geçirdiği çiçek hastalığı sonrasında görme yetisini yitiren Veysel Şatıroğlu’na oyalanması için bir saz aldı. O saz, onu ünlü bir halk ozanı yaptı.

Türlüleriyle milyonlara ulaştı. Hayatı; sazıyla sözüyle anladı, anlattı.

Gönüllere taht kuran Aşık Veysel, 21 Mart 1973’te “benim sadık yarim” dediği kara toprağa kavuştu.

“Ben giderim adım kalır dostlar beni hatırlasın söylesin”

Hem hikayesi, hem türküleri dilden dile nesiller boyu aktarıldı. 

Öğretmen Ali Yusuf: “Veysel Baba’nın bu türküsünü, onun görmeyen gözlerinden hoş görüsüne sığınarak söyledim. Bunu söylerken çok duygulandım…”

Sivrialan Muhtarı Hüseyin Keçeci: “İnsan ayrımı yapmazdı çocukları çok severdi. Doğayı çok severdi. Çok gezerdi. Güzün gider bahar gelirdi. Bizde o zamanlar yanına giderdik. Elini öperdik, yeleği vardı, delikli para verirdi bizlere. Çok sevinirdik. çocuktuk o zaman.”

Aşık Veysel’in torunu Cevriye Keçeci: “50’nci yılı olması da çok duygu veriyor bize. Çok sevinçliyiz bir yönden de. Gelenlere çok teşekkür ediyoruz. Dedemi çok seviyorduk. Çok özledik.”

Aşık Veysel’in köylüsü Hasan Bal: “Ozan olma özelliğinin dışında, köye meyve ağaçlarını ilk getirmiş ve dikmiş olan kişidir. O dönemin bir aydınıdır. Aşık Veysel bir toplumu aydınlatan kişidir.”

Aşık Veysel’in hayatı müzede sergileniyor

Aşık Veysel’in köyünde müzeye çevrilen evi her zaman ziyaretçi ile dolu.

Müzede ozanın kişisel eşyası sergileniyor, ziyarete gidenlere Aşık Veysel’in sesi eşlik ediyor.

Haber: Uğur Yiğit

Kurgu: Beyhan Limon

Kaynak URL