Deprem sonrası çocuk ve gençlerde travmaları nasıl önleriz?

Deprem sonrası çocuk ve gençlerde travmaları nasıl önleriz?

Türkiye, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. Binlerce kişinin hayatını kaybettiği depremler tüm Türkiye’yi yasa da boğdu. Yıkıcı depremlerden çocuklar da olumsuz yönde etkileniyor. Deprem bölgesindeki veya depreme uzaktan tanık olan çocukların, yaşanan afetten ağır bir şekilde etkilendiği düşünülüyor. Uzman Klinik Psikolog Elif Nuhoğlu Akbayır ise önemli görülen bu konuyla ilgili bazı açıklamalarda bulundu.

“ÇOCUKLARA SUNULAN DESTEK PROFESYONEL BİR ŞEKİLDE OLMALI”

Uzman Klinik Psikolog Akbayır, “Büyük bir deprem sonrası hayatın yeniden şekillenmesi çocuklar ve gençler için oldukça güç ve zorlu bir süreçtir. Burada çocuklara sunulan destek profesyonel bir şekilde olmalıdır. Deprem sonrası çocuklarla temas etmeden önce kişinin kendini buna hazır hissetmesi de önemlidir. Kendinizi psikolojik olarak hazır hissetmiyorsanız bir uzmandan destek alınmalı ve sürecin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi sağlanmalıdır.” dedi.

aaa

Akbayır’a göre depremin etkileri farklı yaş gruplarında farklı semptomlar ile ortaya çıkmaktadır;

Okul öncesi dönem çocuklarında; parmak emme, alt ıslatma, anne babaya yapışma, çeşitli uyku bozuklukları, iştahsızlık, beceri ve davranışlarda gerileme, karanlık korkusu, karın ağrısı gibi somatik yakınmalar

Okul çağı çocuklarında; sinirlilik, saldırganlık, kabus görme, dikkat eksikliği, okuldan kaçınma, içe kapanma, ilgi kaybı, keyifsizlik

Ergenlerde; uyku ve yeme bozuklukları, somatik şikayetler, gerginlik, dikkat eksikliği, suç eğilimli davranışlar

Çocuk ve ergenler Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) riski altında olabilir. Bunu ayırt edebilmek adına bir takım semptomlara dikkat edilmesi gerekir.

  • Sürekli depremin tekrarlayacağını düşünmek
  • Uyku sırasında rüyada depremi yaşamak
  • Oyun oynarken depremi canlandırmak
  • Duygusal konulara karşı tepkisiz kalmak
  • Yüksek sese karşı aşırı duyarlılık göstermek

Akbayır’a göre deprem sonrası oluşacak ruh sağlığı problemleri ile ilgili travma önleyici yaklaşımlar ise şunlardır;

  • Kişinin güvende hissetmesini sağlamak gerekir. Destek veren kişilerin varlığı, bu güven duygusunu güçlendirecektir.
  • Deprem sonrası oluşan ‘kontrol kaybı’ duygusu sorun yaratacağı için onu güçlendirecek müdahaleler yapmak gerekir.
  • Yakınlarıyla, sevdikleriyle olmak her zaman onarıcı bir etki sağlar. Aile olmak, sarılmak önemlidir. Özellikle çocuklar için bunun önemi daha fazla. Mümkün olduğu kadar çocuklar aile ve sevdikleriyle birlikte olmalıdır.
  • Travma, stres faktörüyle ilişkili olduğu için kişinin depreme bağlı stres etkilerinden uzak kalması gerekir. Depremin yıkıcı etkilerine yönelik bilgi ve haberlere maruz kalmak stresi arttırır. Bu yüzden kişinin travmasını tetikleyici stres faktörlerinden uzak kalması önemlidir.
  • Fiziksel sağlığımız üzerinde çok önemli etkileri olan beslenme ve uyku düzeninin dengelenmesi, kaygı ve stres düzeyini olumlu yönde etkiler. Psikolojik olarak zorlu süreçlerden geçerken beden sağlığına verilen önem, ruhsal iyiliği de beraberinde getirecektir.
  • Travmatize olmuş kişiye destek sağlamak ve onun yanında olduğunuzu ona hissettirmek; kişinin yaşadığı travmatik durumun ve yaşananların kimsenin suçu olmadığını vurguluyor olmak; kişiye olabildiğince sabırlı ve anlayışlı yaklaşmak; suçlayıcı ve yargılayıcı kelimelerden kaçınarak kişiyi anlamaya çalışan bir yerden onu dinlemek, duyguların yaşanabileceği güvenli bir alan yaratmak oldukça önemlidir.

Kaynak URL