Dünyanın gizli salgını! 'AIDS ve sıtmayı geride bıraktı…'

2019’da yaklaşık 1 milyon 270 bin insan doğrudan antimikrobiyal direnç sebebiyle yaşamını yitirdi. Bu sayı aynı yıl HIV/AIDS ve sıtma kaynaklı ölümlerden çok daha fazla. Türkiye’nin de kamu spotlarıyla dikkat çektiği duruma karşı adımlar atılmazsa 2050’ye kadar 10 milyon insan hayatını kaybedebilir.

Bundan iki yıl önce CDC (Amerika’nın Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) tüm dünya için rahatsız edici bir tahminde bulunmuştu. Hayır, tahmin koronavirüs üzerine değil… CDC’nin tahmini antibiyotikler ile alakalıydı:

Antibiyotik kullanımında radikal bir değişiklik yaşanmazsa, ilaca dirençli patojenler, dünya çapında her yıl 700 bin kişinin olmak üzere, 2050’ye kadar 10 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olabilir.

TÜRKİYE’DE DE KAMU SPOTLARI YAYINLANDI

Bu konu elbette tıbbın ve bilim dünyasının gündeminde kalmaya devam ediyordu lakin araya pandemi girdi ve bu korkunç tahmin, gündemde kendisine olması gerekenden çok daha az yer bulabildi. Hatırlanacağı üzere Türkiye’de de pandemi öncesi dönemde antibiyotik kullanımına ilişkin kamu spotları yayınlanmaktaydı.

Dünyaca ünlü uluslararası hakemli tıp dergisi The Lancet’ta yakın zaman önce yayınlanan bir rapor, durumun CDC’nin tahmininden çok daha endişe verici olduğunu gösterdi. Raporda antibiyotik direncinden kaynaklanan zarara ilişkin durumun, beklenenden daha hızlı kötüleştiği ifade edildi.

Geçen ay yayınlanan Global Antimikrobiyal Direnç Araştırması (GRAM) raporu, 2019’da yaklaşık 1 milyon 270 bin insanın doğrudan antimikrobiyal direnç (AMD) nedeniyle öldüğünü tahmin ediyor. Antibiyotik direnciyle ortaya çıkan antimikrobiyal direnç, akılcı olmayan antibiyotik kullanımına bağlı olarak gelişmekte. AMD nedeniyle sağlık sistemi içerisindeki tedaviler uzuyor ya da ölüm oranları artıyor.

Bununla birlikte ilaca dirençli bir enfeksiyonla ilişkili ölümlerin toplamı 4.95 milyona yükseldi; yani bir hasta, tanımlanmış bir antibiyotiğe dirençli bir enfeksiyona sahipken öldü.

2019 raporu 204 ülke ve bölgeden 23 patojen ve 88 patojen-ilaç kombinasyonuna ilişkin verileri içeriyor. Çalışma eksik veriler için tahminler üretmek adına istatistiksel modelleme kullanılıyor.

AIDS VE SITMAYI GERİDE BIRAKTI

Yeni rakamlar AMD’yi şu anda dünya çapında önde gelen ölüm nedenleri arasına koyuyor. Hatta AMD, raporun sonucuna göre dünyanın en korkulan hastalıkları arasında yer alan HIV/AIDS ve sıtmayı geride bırakmış. The Lancet’ın Küresel Hastalık Yükü çalışmasına göre 2019’da HIV/AIDS nedeniyle 864 bin, sıtma nedeniyle de 643 bin kişi yaşamını yitirdi.

1928’de keşfedilen ve 1940 yılında kullanıma giren antibiyotikler insanlık tarihinde bir dönüm noktası. Tıpta devrim yarattılar ve yaygın bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölümleri büyük ölçüde azalttılar. Antibiyotikler aynı zamanda büyük ve zorlu ameliyatların güvenliğini ve travma sonrası iyileşme oranlarını büyük ölçüde artırdı.

Bir tahmine göre, antibiyotikler keşfedilmelerinden bu yana ortalama insan ömrünü 20 yıldan fazla uzattı ancak antibiyotiklerin insanlarda veya hayvanlarda aşırı kullanımı, bakterilerin ilaçlara adapte olmasına ve zamanla daha az etkili olmalarına neden oluyor.

Direnç hızı durdurulmazsa ki bu ilaçların daha mantıklı kullanımı veya yeni antibiyotik sınıflarının geliştirilmesi yoluyla mümkün olabilir, büyük olasılıkla yaygın enfeksiyonlardan ve cerrahi komplikasyonlardan kaynaklanan ölümler artacak ve dünya küçük bir kesiğin dahi potansiyel olarak daha ölümcül olduğu günlere geri dönecek!

DAHA GEÇ OLMADAN…

Bu gidişat tersine dönebilir lakin çok geç olmadan bu yönde küresel adımlar atılmalı. Zira direnç olağanüstü bir hızda gelişmekte.

Metisilin Dirençli Stafilokok Aureus yani “süper virüs” olarak da bilinen MRSA ilk olarak 1961, antibiyotik metisilinin piyasaya sürülmesinden sadece bir yıl sonra ortaya çıktı. 1968’de Boston’da bir hastanede yayıldığı gözlemlendi. Ve 2000’lere kadar hastanelerde yayılımını sürdürdü. 2000’lerin başında hastane yayılımları düştü, toplum kaynaklı vakalar artmaya başladı. 2019’da direkt olarak MRSA kaynaklı ölüm sayısı 100 bini aştı.

Her üç kişiden biri “Stafilokok Aureus” (yani MRSA’nın SA’sı) taşımakta. SA enfeksiyona dönüştüğünde tedavisi metisilin denen antibiyotikle gerçekleştiriliyor. Metisiline karşı direnç geliştiren SA’lar zamanla MRSA’ya dönüştü ve ciddi bir tehdit haline geldi.

TARIM VE HAYVANCILIKTA DA HAREKETE GEÇİLMELİ

Bununla birlikte tarım ve hayvancılıkta antibiyotik kullanımının da denetlenmesi bir çözüm yolu olabilir. Örneğin Danimarka, sağlıklı hayvanlara hızlı kilo almaları için antibiyotik verilmesini büyük ölçüde kısıtladı ve öncü oldu. Daha sonra AB, sağlıklı hayvanlara antibiyotik verilmesini yasakladı.

Yeni ilaçlar ve antibiyotik türlerinin geliştirilmesi oldukça önemli. Doktorların mümkün olduğu kadar az antibiyotik yazmaya teşvik edilmeleri de şart. Zira uzmanlara göre AMD, insanlığın bir kriz noktasına ulaşana kadar harekete geçmeyi bekleyebileceği türden bir salgın değil.

metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr 

*Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı Vox’ta “The hidden epidemic” başlığıyla yayınlanan makaleden derlenmiştir.

Kaynak URL