Mikroplastikler gıda güvenliğini tehdit ediyor

<!–

–>

Mikroplastikler, boyutu 5 mm’nin altındaki plastiklere verilen isim… Araştırmalara göre her yıl 8 milyon tona ulaşan plastik okyanuslara karışıyor. Küçük plastik parçaları olarak adlandırılan mikroplastiklerse vücudumuza… Yapılan son çalışmalarda mikroplastiklere ilk kez insan kanında rastlandı.

Mikroplastikler insan vücuduna bir çok yolla girebiliyor. Sentetik tekstil materyalleri, deniz ürünleri tüketimi, plastik şişelerdeki içme suları, partiküllerin insan vücuduna direkt geçiş yolunu oluşturuyor. İnsan derisi mikroplastiklerin vücuda girişini engelleme yeteneğine sahip olsa dahi, her durumda yeterli olmuyor. Peki, son olarak kanda bulunmasıyla endişeleri artıran mikroplastiklere karşı gıda güvenliği yeterince sağlanabiliyor mu? Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Sibel Bölek, mikroplastikleri gıda güvenliği açısından değerlendirdi.

Çevreyi kirlettiği gibi insan vücudunu da mı kirletiyor?

Plastikler geniş kullanım aralıkları, kimyasallara ve ışığa dirençli olmaları, kolayca işlenebilmeleri ve nispeten düşük maliyetleriyle günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası. Deniz kıyılarında, yüzeyinde, tabanında biriken atıklar, denize atılan plastik torbalar, gıda ambalajları gibi sahillerde yaygın bulanan ögeler mikroplastiklerin kaynağını oluşturuyor. Mikroplastikler çevreyi kirlettikleri gibi besin zincirine de dahil olarak insan vücuduna giriyor.

Gıda endüstrisinde ambalajlarda en sık kullanılan materyal de plastik… Bu yaygın kullanım, mikroplastiklerin besin zincirine dahil olmasıyla sonuçlanıyor. Gıda maddelerindeki varlığı ambalaj kullanımıyla sınırlı da değil… Gıda üretim aşamaları, ambalajlamada kullanılan plastikler ve sadece havadan dahi bu küçük plastiklere maruz kalıyoruz.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Sibel Bölek, mikroplastiklerin gıda sağlığı ve güvenliğini ne ölçüde etkilediği üzerinde henüz yeterli bilgi olmadığının altını çiziyor ve ekliyor:

“Mikroplastikler gıdalarla da kontamine oluyor. Balıklardan veya deniz ürünlerinden bunları yediğimizde mikroplastikleri vücudumuza aldığımız kanıtlandı. Bunlar canlı dokuda sindirilip, doku ve organlar arasında yer değiştirebiliyorlar.”

Bölek, gıda üretiminin bir çok aşamasında mikroplastiklere maruz kalındığını söylüyor.

“Gıda işlemede çalışan personelin önlük, bone gibi malzemeleri mikro partiküllü fiberler içerebiliyor. Havanın yine bir mikroplastik kaynağı olduğu görülmüştür. Bu şekilde birçok yerden mikroplastiklere maruz kaldığımızı söyleyebiliriz.”

Uzun vadeli etkileri bilinmiyor

Dünya Sağlık Örgütünün raporunda mikroplastiklere maruziyetin ciddi bir toksitite oluşturacağına dair yeterli veri yok deniliyor. Dr. Sibel Bölek bu açıklamayı şu sözlerle tamamlıyor: “Ancak bir şey zararsız olduğu kanıtlanana kadar zararlıdır.”

“Vücutta metabolize edilmesine bakacak olursak, 150 mikrometre veya daha büyük plastik partiküllerin bağırsak sistemi tarafından emilemediği bildiriliyor. Fakat daha küçük mikro plastikler 3,1 ila 10 mm arasındaki mikro plastiklerin organlara, hücre zarlarına, kan beyin bariyerleri ve plasentaya nüfus edebileceğine dair veriler var. Fareler veya sıçanlarla yapılan çalışmalar gösteriyor ki, mikroplastikler böbreklerde, karaciğerde ciddi tutuluma uğruyor.”

Fotoğraf: Getty

[Fotoğraf: Getty]

Bölek, mikroplastiklerin zararına yönelik her ne kadar çalışmalar yapılsa da, henüz yeterli düzeyde olmadığını anlatıyor.

“Tam olarak veri elde edilememesinin bir nedeni de, havadaki mikro plastiklere dair tam olarak ne kadar limit bulunduğuna dair ölçüm yapılmamış olması. Yani gıda maddesinden ne kadar mikro plastik geçiyor bu tam olarak saptanmıyor. Eğer bunlar bilinirse, insanların ne kadar mikro plastiğe maruz kaldığına dair çalışma yapılırsa, sonrasında bunların vücuttaki uzun dönem etkilerine ulaşabiliriz.”

Mikroplastiklere yoğun miktarda maruz kalmak ne gibi sonuçlar doğurabilir?

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Sibel Bölek, gıdalarda veya besin zincirinde bulunabilecek mikroplastik kirliliğinin insanlara zarar vermesi için aşırı yüksek seviyelere ulaşması gerektiğini söylüyor. Peki, mikroplastiklere yoğun miktarda maruz kalmak ne gibi sonuçlar doğurabilir?

Fotoğraf: Getty

[Fotoğraf: Getty]

“Kontamine olmuş gıdaya ve havaya kronik maruziyet gibi şartlar potansiyel oluşturabiliyor. Beslenmeyle plastik mikro partiküllere maruz kalınması durumunda, insanlar üzerindeki potansiyel etkilerin kromozomlarda değişiklikler olabilmesi, infertilite, obezite, kansere yol açabileceğine dair de endişeler bulunuyor bilimsel raporlarda. Ciddi bir olumsuz etkiden bahsedebilmek için, mikro plastiklerin kronik olarak ve yüksek oranda sürekli olarak maruz kalınırsa ciddi bir etkiye neden olacaktır diyebiliriz.”

Kanda mikroplastik ne anlama geliyor?

“Bu büyük bir sıkıntı çünkü kılcal damarlarda bir sıkışmaya yol açabilir. Bu akut bir ölüm riskini de getirebilir, hayati organa kan taşıyan bir kılcal damarda sıkışmaya yol açması durumunda organın iflas etmesinden bahsedebiliriz. Yine beyin-kan bariyerini geçmesi çok ciddi bir sıkıntı. Beyne gidebilir o mikroplastikler ve oradaki hücrelere zarar verebilir. Zaten kanserojen etkilere yol açtığı bilinmekte. Tabii henüz delil olmaması zararlı olmadığının kanıtı değildir. İnsanların gıdalardan havadan veya kıyafetlerden ne kadar mikroplastiklere maruz kaldığının belirlenmesi gerekiyor.”

Gıda güvenliğinde nelere dikkat etmek gerekiyor?

Mikroplastiklerden korunmanın en önemli yollarından biri gıda güvenliğini sağlamak. Ancak plastiğin yaygın kullanımı ve ucuz maliyeti, bunun önündeki en büyük engel. Gıda Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Sibel Bölek, güvenlik nasıl sağlanabilir sorusunu yöneltiyoruz. Bölek, atılması gereken adımları şöyle sıralıyor:

“Gıda ile temas eden mikroplastik içeren ürünlerin zararı göz önünde bulundurularak, gıdayla temas edilen yüzeylerde belki çelik aparatlar kullanılabilir. Gıda ambalajlarındaki mikroplastik oranı mutlaka belirlenmeli. 150 mikrometrenin üzerindeki mikroplastikler bağırsaklardan geçemiyor. Bunun altındaki plastiklerin özellikle testlerinin yapılıp gıdayla temas eden yüzeylerde kullanılmaması gerekiyor.

Havada ne kadar mikro plastik var? Bunların ölçümü yapılarak filtreleme sistemi kurulabilir. Uzun vadede de kıyafetlerde dahi kullanılmasını önüne geçilmesi gerekiyor.

Özellikle bebekler için pet değil, cam kullanılmasına özen gösterilebilir. Daha pahalı oluşu, taşıma, maliyetten tercih edilmiyor. Fakat elimizdeki, mikroplastiklerin kan bariyerini dahi geçebilmesi, plastiklerin hayatımızdan çıkması gerektiğini gösteriyor.”

Kaynak URL