CTN’nin 2 milyon Euro yatırımla kurduğu tesisler yüzde 90 ihracata çalışıyor

Eray ŞEN

ADANA – CTN Plastik kurucusu Halil Çetin, babalarının Kayseri’den Adana’ya gelerek, karpuz tarlalarının sera naylonlarını toplaması ile girdikleri geri dönüşüm sektöründe 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiklerini söyledi. Ailesinin 1993 yılında fabrika kurarak plastik granül hammadde imalatına başladığını anlatan Çetin, “Babam ve amcamın öncülük ettiği sektör faaliyetlerimiz bugüne kadar devam etti. 2021 yılında ben ve bir kardeşim aile şirketimiz Çetin Plastik’ten ayrılıp CTN Plastik olarak kendi şirketimizi kurduk” dedi.

Adana-Ceyhan Karayolu üzerinde kısa sürede iki fabrika devreye aldıklarını anlatan Çetin, “İki milyon Euro’luk yatırımla toplam 8 bin 500 metrekare alanda kurduğumuz iki tesiste 60 personel çalışıyor ve ayda 1.500 ton granül hammadde üretiyoruz” diye konuştu. Genellikle İngiltere, Almanya, İtalya, Slovenya gibi Avrupa ülkelerinden atık plastik ithal edip granüle dönüştürdüklerini söyleyen Çetin, “İşlediğimiz hammaddeyi büyük oranda ihraç ediyoruz. Üretimimizin yüzde 50’si yurt dışına gidiyor. Yurt içinde granül alan müşterilerimizin büyük bölümü çöp poşeti üretiyor. Alüminyum kompozit panel üretiminde de bizim granüller kullanılıyor. Ürünlerimizin yarısını ihraç ediyoruz ama bizden yurt içinde ürün alanların büyük bölümü ihracat için üretim yapıyor. İşin sonunda yüzde 90 ihracata gidiyor” ifadesini kullandı.
Yeni yatırım olarak granülü nihai ürüne dönüştürmek istediklerini belirten Çetin, “Rulo çöp poşeti üretmek istiyoruz, bir iki yıl içerisinde hayata geçirebiliriz” bilgisini verdi.

“Bakiye atık değerli hale geldi, sağa sola dökmek saçma olur”

Son yıllarda basında sıkça yer bulan “Türkiye, Avrupa’nın çöplüğü oldu” iddialarına da değinen Çetin, şöyle konuştu: “Bu işin aslı şu; 2017 itibariyle Çin, atık ithalatını durdurdu. Bu tarihe kadar Avrupa’nın atığı Çin’e gidiyordu. Çin devreden çıkınca, Türkiye için Avrupa’da ortaya çıkan atığı uygun fiyata alma fırsatı doğdu. Plastik geri dönüşüm endüstrisi hızla canlandı ve büyümeye başladı. Avrupa’nın çöplüğü olduk iddiaları bu dönemde ortaya çıktı. Türkiye hazırlıksız yakalandı. Denetim, kontrol mekanizmaları oluşmadan büyüme gerçekleşti. Bazı merdiven altı firmalar atıklarını çevreye atmaya başladı. Bunu da açmak gerekiyor; her fabrikanın atığı işledikten sonra bir bakiye atığı kalır ve yönetmeliğe göre çimento fabrikalarında yakılarak bertaraf edilmesi, enerjiye dönüşmesi gerekir. Bu işlemin bir bedeli vardır ve bazı firmalar bunu ödememek için çevreye döktü. Bu bedel fazla da değil, ton başına 60 liraydı en son, 20 tonu 1.200 lira eder, bunu ödemek yerine, 300 liraya bir kamyon bulup çöpü sağa sola döktüler, 900 lirayı kar ettim diye düşündüler. Bunların önüne geçemedik o dönemde. Bugün artık böyle işler yapılmıyor. Son iki yılda Bakanlık denetimlerini sıklaştırdı. Ayrıca çimento fabrikaları bakiye atıkları artık ücretsiz alıyor, nakliyeyi bile kendileri ödüyor. Bakanlıktan ‘bakiye atık ithal edebilir miyiz’ diye izin istiyor, çünkü enerji artık çok pahalı. Şu anda bakiye atık çok değerli, hala gidip de bir yerlere dökmek çok saçma olur.”

Kaynak URL