Sabancı Topluluğu 5 yılda 5 milyar $ ‘yeşil yatırım’ yapacak

Sürdürülebilirlik alanında dünyanın en önemli platformları arasında başı çeken Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı bu yıl Dubai’de toplandı. Kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademi dünyasından binlerce ismin bir araya geldiği 13 günlük zirvede, iklim acil durumunun yıkıcı etkileri ve kalıcı çözüm önerileri masaya yatırıldı.

İş dünyasından da çok sayıda ismin yer aldığı zirvede, Sabancı Topluluğu da Türk iş dünyasını en kalabalık şekilde temsil eden gruplar arasında yer aldı. COP28 izlenimlerini paylaşan Sabancı Holding İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Yeşim Özlale Önen, “Sabancı Topluluğu olarak, COP28’te yer almamızın üç temel sebebi var. Birincisi ve en önceliklisi; ülkemizi temsil etmek. Türkiye pek çok gelişmiş ülkeden bile daha doğru adımlar attı sürdürülebilirlik konusunda, bunu farklı platformlarda anlatabilmek; başka neler yapabiliriz anlamak önemli. İkinci olarak; 1,5 derece hedefini canlı tutmak istiyoruz.

Bu hedefin takipçisiyiz” dedi. COP28’de, 100’ün üzerinde ülke, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar üç katına çıkarılması ve yıllık enerji verimliliği oranlarının yine 2030’a kadar iki katına çıkarılması konusunda mutabakata varırken, Türkiye’nin bu anlaşmalarda imzacı olmaması sürdürülebilirlik camiasında tartışma yaratmıştı. Bu konuya da değinen Yeşim Özlale Önen, “Yenilenebilir enerji özelinde baktığımızda biz aslında Türkiye olarak çok iyi bir konumdayız. Yeni kapasite ekleme olarak baktığımızda şu an Avrupa’da 5’inci, dünyada ise 12’nciyiz.

Dolayısıyla pek çok gelişmiş ülkenin dahi ilerisindeyiz. Şu an Türkiye olarak imza attığımız başka anlaşmalar oldu ama bunu henüz imzalamadık. Burada önemli konulardan bir tanesi de şu: Yenilenebilir enerji üretimi için yatırım yaptınız ama herkese bunu ulaştırabilecek miyiz? Dolayısıyla çok dışarıdan göründüğü gibi olmayabiliyor. Ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki; ülke olarak son yıllarda yenilenebilir enerjide gerçekten olumlu adımlar attık ve şu an iyi bir yerdeyiz” diye konuştu.

Sürdürülebilirliğin, Sabancı Topluluğu için bir pusula görevi gördüğünü söyleyen Önen, “2022-2027 dönemini kapsayan 6 yıllık dönemde, sadece sürdürülebilirlikle bağlantılı alanlara 5 milyar dolarlık yatırım yatıracağımızı açıkladık. Bunların en az yüzde 70’i iklim ve temiz enerji alanında olacak. 2022’de bu yatırımların yüzde 10’unu tamamladık. Yenilenebilir enerji burada çok önemli bir büyüme alanı bizim için. Yenilenebilir enerji kurulu gücü oranımızı 2030’da yüzde 79’a, 2050’de yüzde 100’e çıkaracağız. Türkiye’de önümüzdeki 4 yılda yapılacak yaklaşık her üç rüzgâr ve güneş santral yatırımından biri Sabancı imzayı taşıyacak” dedi.

“Emisyonları yüzde 42 azaltacağız”

Sabancı Topluluğu olarak iş hacmini büyütürken karbon ayak izini küçültmeyi hedeflediklerini belirten Önen, “2030’a geldiğimizde, 2021 yılına oranla emisyonlarımızın yüzde 42 daha az olmasını hedefliyoruz. Yüzde 42’lik emisyon azaltımını, yaklaşık 11 milyon dönüm ormanın tuttuğu emisyon miktarına eşit gibi düşünebiliriz. Ya da 2 bin 603 rüzgâr türbininin 1 yılda engellediği emisyon miktarı diyebiliriz. Peki neden 40 değil de 42… Çünkü yüzde 42, Bilime Dayalı Hedefler İnisiyatifi adlı saygın bir küresel standardın bizim gibi şirketler için 2030 yılına kadar önerdiği azaltım hedefi. Bu azaltım doğrudan emisyonlarımızda gerçekleşecek. Öte yandan yüzde 42’lik azaltım hedefi, enerji verimliliği, ihracat riskleri veya yasal risklere karşı direnç kazanmak gibi büyümeyi sürdürülebilir kılan konuları da beraberinde getiriyor” diye ekledi.

“Linyit santralimizi ‘güneş tarlasına’ dönüştüreceğiz”

Sürdürülebilirlik ve iklim acil durumunda bahsederken akla gelen ilk konu şüphesiz enerji. Bu konuda da hem Türkiye’de hem de uluslararası ölçekte öncü çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Yeşim Özlale Önen, “Doğalgaz santrallerimizde de yeşil hidrojen kullanmayı hedefliyoruz. Bunun için Bandırma’da Türkiye’nin en büyük kapasiteli ilk yerli yeşil hidrojen üretim tesisini kuruyoruz. Mevcut linyit santralimizi ise en geç 2045’te güneş tarlasına dönüştüreceğiz. ABD’de yeni yatırım yaptığımız Quaise Enerji ile mevcut buhar türbinlerini derin jeotermal teknolojisiyle elde ettiğimiz buhar ile çalıştırabilir miyiz, bunu araştırıyoruz. Aynı şekilde geçtiğimiz yıl, Commonwealth Fusion Systems adında füzyon enerjisini elektrik enerjisine çevirme üzerine teknolojiye sahip bir şirkete yatırım yaptık” dedi.

Kaynak URL