100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni gerçekleştirildi

Ankara

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, bilgi ve bilimin insanlığın yönünü belirlediğini belirterek, “Bilim ve teknoloji kapasitesini insanlığa zulmetmek için kullananların olduğu bir dünyada bizler, bilim ve teknolojiyi insanlığın gelişimi ve adaleti için kullanmak adına çok daha fazla çalışacağız.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni” düzenlendi.

Mandal, burada yaptığı konuşmada, TÜBİTAK’ın 6 bin 253 personel, 12 araştırma merkezi ve enstitüyle geleceğe yürüdüğünü söyledi.

Türkiye’nin bilim ve teknolojinin kullananı değil, tasarlayanı, geliştireni ve üreteni olması için sorumluluk üstlendiklerini vurgulayan Mandal, bunun için gece gündüz çalıştıklarını bildirdi. Mandal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirlediği “Türkiye Yüzyılı” hedefi doğrultusunda tüm ekosistem paydaşlarıyla çalışarak, öğrenerek ve birlikte başaracaklarına inanarak birikimlerini ortaya koyduklarını anlattı.

TÜBİTAK’ın diğer ülkelerin muadil kuruluşlarıyla kıyaslandığında sürdürdüğü aktif uluslararası işbirlikleri ve liderlik rolleriyle ön plana çıktığına işaret eden Mandal, geldiği seviyeyle kurumun Türkiye’nin yanı sıra küresel düzeyde bilim ve teknoloji alanında etkili bir paydaş olduğunu dile getirdi.

Mandal, gençlerin de Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ettiğine dikkati çekerek, bu yıl “Uluslararası ve Bölgesel Bilim Olimpiyatları”nda öğrencilerin biyoloji, fizik, kimya, matematik, astronomi ve bilgisayar alanlarında 12 altın, 35 gümüş, 28 bronz olmak üzere toplam 75 madalya ödülü ile “Uluslararası Araştırma Proje Yarışmaları”nda kimya, biyokimya, robotik alanlarında birincilik ve üçüncülük aldığını aktardı.

Bilgi ve bilimin insanlığın yönünü belirlediğini vurgulayan Mandal, şöyle konuştu:

“İsrail’in Filistinli mazlumlara karşı gösterdiği her türlü insanlık dışı muamelelerde de gördüğümüz gibi bilim ve teknoloji kapasitesini insanlığa zulmetmek için kullananların olduğu bir dünyada bizler bilim ve teknolojiyi insanlığın gelişimi ve adaleti için kullanmak adına çok daha fazla çalışacağız. Gelecekte gıdadan suya, sağlıktan ekonomiye oluşması muhtemel zorlayıcı koşullara karşı bilim temelli yenilikçi yaklaşımlara duyulacak ihtiyacı da dikkate alarak bütün yetkinliklerimizi ortaya koyacağız. TÜBİTAK olarak 60 yıllık bilimsel bilgi birikimimiz, bilime ve teknolojiye adanmış kadrolarımızla bu sorumluluk çerçevesinde tam bağımsız Türkiye için birlikte çalışacağız, birlikte başaracağız. Bugün burada hayatlarını bilime vakfetmiş 7 bilim ödülü, 1 özel ödül, 1 hizmet ödülü ve 18 teşvik ödülü vereceğimiz bilim insanlarımızın bu kıymetli emeklerinin ödüllendirilmesi bu konuda yalnız olmadıklarının hissettirilmesi son derece önemlidir.”

“Bilim insanlarımıza ve gençlerimize büyük sorumluluk düşüyor”

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker de Gazze’de İsrail tarafından sistematik bir soykırım yürütüldüğünü söyledi.

Türkiye’nin güçlü olmasının, kendi kararlarını kendisinin verebilmesinin ve proaktif bir dış politika izlemesinin mazlum coğrafyalar için umut olduğunu dile getiren Şeker, “Bunun için bilim insanlarımıza ve gençlerimize büyük sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluk yorulmadan, bıkmadan çalışmak ve üretmek demektir. Cumhuriyet’imizin ilerlemesine ancak bu şekilde gerçek katkı sunabiliriz. 2023 TÜBA ve TÜBİTAK Ödülü sahibi bilim insanlarımızdan beklentimiz de bu bilinçle ve inançla çalışmalarına devam etmeleridir.” değerlendirmesinde bulundu.

TÜBA’nın devletin ve milletin bilime verdiği önemin göstergesi olan ödülleriyle, araştırma destekleri ve bursları aracılığıyla bilim insanlarını teşvik ettiğini vurgulayan Şeker, şunları kaydetti:

“Bilim diplomasisi alanında ülkemizi uluslararası bilim çevrelerinde Türkiye’nin ulusal bilimler akademisi olmanın sorumluluğuyla temsil ediyoruz. Ülke olarak tezlerimizin hazırlanan uluslararası bildirilerde ve raporlarda yer almasına çaba gösteriyoruz. Bilim akademisi olarak tüm çabamız, küresel anlamda toplumları esir alan dijital ve sosyal medyanın yalan, yanlış algılarından, olumsuz, yıpratıcı etkisinden insanımızı koruyarak, ülkemizin geleceği için bilimsel değerlere sahip, ailesine ve toplumuna saygılı, güzel bir nesil yetiştirmektir.”

Kaynak URL