‘İlave Gümrük Vergisi' olmasa ithalat 40 milyar doları geçerdi

Yapılan duyuruda İGV’lerin artmasıyla tekstil firmalarının daha çok kar elde etmeyeceği, ithalattaki haksız rekabetin önüne geçilmesinin amaçlandığı bilgisi paylaşıldı.

Dış ticaret rakamlarının açıklanmasının ardından tekstil ithalatına getirilen ‘İlave Gümrük Vergileri’nin (İGV) artırılması ile ilgili olarak tekstil sektö- rünün önde gelen paydaşları olarak TOBB Türkiye Tekstil Sanayi Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu, ADASO Başkanı Zeki Kıvanç, ATSO Başkanı Mehmet Torunoğlu, ATHİB Başkanı Fatih Doğan, ASKON Başkanı Orhan Aydın, BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Ceyhan TO Başkanı Şeref Can, DTB Başkanı Engin Yeşil, DTSO Başkanı Mehmet Kaya, GSO Başkanı Adnan Ünverdi, GTO Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım, GATHİB Başkanı Ahmet Fikret Kileci, İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, KTB Başkanı Mustafa Narlı, KMTSO Başkanı Mustafa Buluntu, KTO Başkanı Ömer Gülsoy, KYSD Başkanı Murat Özpehlivan, Niğde TSO Başkanı Şevket Katırcıoğlu, OTSO Başkanı Devrim Murat Aksoy, Tekirdağ TSO Başkanı Cengiz Günay, PTSB Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, TTTSD Başkanı ve İSO YK Üyesi Vehbi Canpolat, UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin ve ZETSİAD Başkanı Uğur Çakar ortak bir açıklama yaptı.

Açıklamada, “Artırılan İ- GV’ler ile tekstil ve konfeksiyon sektörleri haksız rekabete karşı korunmuş, üreticiler üzerindeki haksız ithalat baskısı azaltılmaya çalışılmıştır” ifadesine yer verilerek şu değerlendirme yapıldı: “İGV, tekstil sektörü kar etsin diye değil, son dönemde çok hızlı şekilde artan haksız ithalatı engellemek ve sektörün sağladığı istihdamı korumak adına alınan bir önlem. Gümrük Birliği sebebiyle Türkiye’deki gümrük vergileri AB ile birebir uyumlu. AB dünyanın en liberal ekonomilerinden bir tanesi, üstelik AB’de tekstil ve hazırgiyim yatırımı yok denecek kadar az.

İ-lave Gümrük Vergileri’nin 2011 yılında getirilme amacı da çok az olan gümrük vergilerine karşı ilave bir tedbir alınmasıydı. Eğer İGV’ler olmasaydı tekstil ve konfeksiyon ithalatı 2011’den bu yana 40 milyar doları geçerdi. 2011 yılında 600 bin seviyelerinde gerçekleşen tekstil ve konfeksiyon istihdamı 1,2 milyonu aş- mazdı. Bu ülke adına yatırım yapıp üreten, istihdam sağlayan ve milyonlarca çalışanın değil, 3-5 ithalatçının kazandığı bir dö- nem olurdu.”

175 milyar dolar dış ticaret fazlası

Tekstil sektörünün hazır giyim sektörü ile birlikte 82,4 milyar dolar değerinde üretim gerçekleştirdiğine dikkat çekilen açıklamada, “Dünyanın en büyük beşinci, Avrupa Birliği’nin en bü- yük ikinci tedarikçisi konumundayız.

Türkiye geneli ihracatı, dünya ihracatından henüz yüzde 1 pay alıyorken, tekstil sektö- rü yüzde 3,5 pay alıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörü 1,2 milyon kişiye istihdam sağlarken, perakende de eklendiğinde istihdam edilen kişi sayısı 2 milyonu geçiyor” bilgisi de paylaşıldı. Tekstil ve hazır giyim sektörlerinin kardeş sektörler olduğuna işaret edilen duyuruda, “Tekstil olmadan hazır giyim, hazır giyim olmadan tekstil sektörü düşü- nülemez.

Her iki sektörün yıllık üretim toplamı 82,4 milyar dolar değerinde. Bu üretimin 50,2 milyar dolarını tekstil sektörü, 32 milyar dolarını hazır giyim sektörü gerçekleştiriyor. Hazır giyim sektörü ihracatçı bir sektör. Bu ihracatın önemli bir kısmı ise tekstil işletmelerimizin pazarlama faaliyetleri sonucunda Türkiye’de hazırgiyime dönüşerek, daha katma değerli bir şekilde sağlanıyor.

Tekstil ve hazır giyim sektörleri yılda gerçekleştirdiği 18 milyar dolar değerinde dış ticaret fazlasıyla Türkiye’ye en fazla döviz girdisi sağlayan sektörleri konumunda bulunuyor. 2011 yılında getirilen İGV sonrasındaki 12 yıllık dönemde tekstil ve konfeksiyon sektörü toplam 174,8 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdi” denildi.

Sorunları konuşmamız gerek

“Türkiye ekonomisine bu kadar dış ticaret fazlası sağlayan, istihdam yaratan, katma değer sağlayan başka bir sektör bulunmuyor” ifadesinin de yer aldığı açıklamada şu değerlendirmeye de yer verildi: “Bu başarıya kaynaklık eden ana sektör ise hem ihracat gerçekleştiren hem de hazır giyim sektörünün ana tedarikçisi olan tekstil ve hammaddeleri sektörü.

Böylesine bir büyüklüğe sahip sektörde ‘İlave Gümrük Vergileri (İGV) olmasaydı ne olurdu?’ sorusuna cevap bulmak için bir projeksiyon hazırlandı. Buna göre eğer 2011 yılında İGV’ler gelmeseydi 2022 yılı sonunda tekstil ve hazırgiyim ithalatı 40 milyar doları geçmiş olacaktı. İGV ile tekstil ve konfeksiyon sektörleri haksız rekabete karşı korunarak, tedarik zincirinde denge kurulması sağlandı.

İki güzide sektörümüzün ve hatta imalat sanayii sektörlerinin ana problemi olan üretim maliyetlerindeki sorunlar aslında bir araya gelerek konuşmamız gereken ana konular. Devletimiz ve tüm sektörlerimizle el birliği içerisinde sektörlerimizin karşı karşıya kaldığı kur baskısı, enerji ve işçilik maliyetlerinin artışına çözüm arayacak yöntemler bulmalıyız.”

Kaynak URL