İki ay daha iş alamazsa çorapçı kepenk indirecek

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Son 5 yılda ihracatını 1.3 milyar dolarların üzerine çıkaran Türkiye çorap sektörü alarm veriyor. Bu yılın ilk 7 ayında ihracat miktarında yüzde 43’lük kayıp yaşayan sektörün ihracat değer kaybı ise yüzde 8 oldu. İrili-ufaklı 2 bin civarında firmanın imalat yaptığı sektörde, vardiyalar ikiye inerken kapasite kullanım oranları yüzde 90’dan yüzde 60’a kadar düştü.

100 bin kişinin istihdam edildiği sanayide, yüzde 15’lere varan istihdam yaşanıyor. Son çeyrek siparişlerini dolduramayan ve ekonomik göstergelerde önünü göremeyen üretici, 2 ay daha iş çıkmazsa kapanma sinyalleri veriyor.

Sektörün üst örgütü Çorap Sanayicileri Derneği (ÇSD) Başkanı Ender Doğan, kapasite kullanımlarının ilk kez bu kadar düştüğüne dikkat çekerek, “Bu yıl ihracatta 1 milyar doları yakalarsak şanslı hissedeceğiz” dedi.

Değer kaybı yüzde 8

 2018’den itibaren yıllık ihracatını 1 milyar doların üzerine çıkaran çorap sektörü, 2019’da 1 milyar 100 milyon, 2020’de 1 milyar 80 milyon, 2021’de 1 milyar 300 milyon, 2022’de ise 1 milyar 250 milyon dolar ihracat rakamına imza attı. Bu yılın ilk 7 ayında çorap ihracatı 657 milyon dolar olurken, geçmiş yıllara göre ihracat miktarında yüzde 43’lere varan oranda düşüş dikkat çekti.

“Hedeflerimizin çok gerisindeyiz” diyen ÇSD Başkanı Ender Doğan’a göre, bu veriler ışığında yılsonu hedefini tutturmak çok zor. Miktardaki yüzde 43’lük kaybı ‘çok yüksek oran’ şeklinde yorumlayan Doğan, şunları söyledi: “İhracatımızın yüzde 80’ini Avrupa’ya yapıyoruz. Avrupa, ucuz malların alımını Uzakdoğu’ya kaydırdı. Biz pahalı ürünleri yaparak değer bazında düşüşü daha az hissettik. Değerdeki kaybımız yüzde 8 oldu.”

Siparişler düşüyor

İhracat miktarındaki düşüşün fabrikalarda üretim azlığını da beraberinde getirdiğini ifade eden Doğan, “Kapasite kullanım oranları yüzde 60-65’lere düştü. Bu yıla kadar kapasitede hiçbir zaman yüzde 90’ın altına düşmedik. Çorap 24 saat çalışan, yoğun üretim yapan bir sektör. Şimdi ise hemen her fabrika yarım kapasite çalışıyor.

Bu da bizi kaygılandırıyor” diye konuştu. Avrupa’daki talep daralmasının yanı sıra Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinde navlun fiyatlarının gerilemesiyle Türkiye’de hammadde fiyatlarının çok yüksek kaldığını kaydeden Doğan, “Aradaki makas çok açıldı ve özellikle ucuz ürünlerde yüzde 25’in üzerinde birim fiyat farkı oluştu. Biz şu anda fiyat tutturamıyoruz” dedi.

Doğan, maliyetlerde geçen yıla göre TL bazında 3 katın üzerinde, döviz bazında da yüzde 30 sapma olduğuna dikkat çekti. Ender Doğan, döviz kurunun bu kadar oynamasının da ihracatçının lehine olmadığını söyleyerek, “Bir yerde sabitlenmesi lazım ki biz de sabit bir maliyetle sabit bir fiyattan, ürünümüzü satalım, ihracatımızı gerçekleştirelim” diye konuştu.

Türkiye’de içerideki enflasyon verilerinin de gerçeği yansıtmadığına işaret eden Doğan’a göre, bundan dolayı dolarda da bir baskılama oluyor. Bu durumda da her iki taraftan üretici sıkışıyor. Bu da maliyetlere yansıyor. Fiyatların son bir yılda dolar bazında yüzde 25-30 civarında artış gösterdiğini belirten Doğan, şöyle devam etti:

2024’ün ilk yarısı kritik

 “Bugünkü kurlarla maliyetimizin yarısı hammadde, yarısı işçilik. Hammaddenin tamamı dolarla satılıyor. Dolar artınca zamlanıyor, işçilik artınca zamlanıyor. Her gün oturup maliyet yapar, her gün müşteriye farklı fiyat verir olduk. Müşteriye fiyat verirken yarın dövizin ne olacağını bilmiyoruz. Döviz stabil olmayınca fiyattaki belirsizlik siparişlerin başka yerlere kaymasına neden oluyor.

Burada da Uzakdoğu ön plana çıkıyor” dedi. Sektörde şu anda kapanan firma olmadığını ama son çeyrekte kapanmaların başlayacağını söyleyen Doğan, “Şimdi önümüzde kritik bir 2024 var. Herkes şu anda ‘2024’ü kazanır mıyız, kaybeder miyiz?’ sorusunu soruyor. 2023 kayıp bir yıl oldu. Son 2-3 ay daha durum böyle devam eder de doğru düzgün sipariş alamazsak 2024’ün de ilk yarısını kaybederiz” diye konuştu.

İç pazarda da enflasyonist baskı nedeniyle satışların düşme eğiliminde olduğunu söyleyen Doğan, “İç piyasada getirilen yüzde 25’lik kota bizi Uzakdoğu ürünlerine karşı bir nebze olsun koruyor. Gelen ürünler bizim fiyatlarımızın üzerinde kalıyor. O nedenle çok az miktarda özellikle Türkiye’de üretilmeyen ince ve naylon ağırlıklı çoraplarda ithalat yapılıyor” ifadelerini kullandı.

Kredide %20 tutma şartı var

Geçtiğimiz günlerde 11 banka ile ihracatçıya verilecek kredi anlaşması imzalandığını hatırlatan Ender Doğan, “24 ay taksitle verilecek kredide yüzde 25 faiz uygulanacak. Ama kredinin yüzde 20’sini bankada tutma şartı var. Yani 20 milyon TL kredi kullanacaksak bunun 4 milyon TL’sini bankada tutmamız gerekiyor. Bu yüzde 20’den banka para kazanacağı için faiz otomatikman yüzde 30-32’lere çıkıyor. Bu maliyetle bu işi yapmak zorlaşıyor” diye konuştu.

Anadolu’ya gitmek maliyetli

Ender Doğan, çorapta üretimin yüzde 80 oranında İstanbul’da olduğunu açıkladı. Doğan, şunları söyledi: “Orta ve uzun vadede çorap üretiminin İstanbul’dan artık Anadolu’ya kayması lazım. Çünkü rekabet ancak orada gerçekleşebilir. Ancak şu anda çorapçılar olarak Anadolu’ya çıkamıyoruz. Anadolu’ya çıkmanın maliyeti çok çok yüksek. Anadolu’ya gittiğimde sıfırdan istihdam yaratmak, sıfırdan makine almak lazım. Alacağımız makineler de ithal. Gidebilmenin, yollarının bulunması lazım.”

 

Kaynak URL