İstanbul-İzmit arasında çok trafik kazası olurdu. Gün geçmezdi ki kimi yerlerde tek şeride düşen yolda bir kaza yaşanmasın. İki şehir henüz binalarla birleşmemişti. Yolun çevresi Türkân Şoray ve Sadri Alışık’ın başrolleri paylaştıkları 1965 yapımı “Komşunun Tavuğu” filminde Türkân Hanım’ın kullandığı kabriyole araçtan izlediğimiz gibi kırlıktı… Ankara Asfaltı bir yılanın kıvrım kıvrım gidişi gibi derin virajlarla Dil İskelesi’ne iniyor, yolculuğun bir bölümü deniz kenarından sürüyordu.
Annem, babamla Sapanca’ya gitmek için o yolu kullanırdık. Eski otobüslere biner, ilçelere uğraya uğraya saatler sonra ulaşabilirdik Sapanca’ya. Marmara depreminde alt katı Sapanca Gölü’nün sularına gömülen ve sonrasında da yıkılan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait Sapanca Vakıf Otel’de kalırdık. Mutlu anılarım arasındadır Sapanca günleri…
Yıllar içinde İstanbul-İzmit arasına çok şeritli yollar yapıldı, artık kazalar yaşanmıyor. Sapanca’ya bir buçuk saatte İstanbul’un bir ilçesinden diğerine gider gibi ulaşmak, doğanın ortasında kuş sesleri eşliğinde vakit geçirmek mümkün… Son yıllarda açılan zincir oteller, günübirlik gidip dönmenin yorgunluğuna çözüm oldu. Sapanca, bir haftasonu geçirmek için ideal bir yere dönüştü.
Sapanca’ya yatırım yapanlar arasında NG Hotels da yer alıyor. Pandeminin tüm zorluklarına rağmen grubun ilk oteli ile aynı araziye inşa edilmiş ikinci otelleri NG Enjoy’u da hayata geçirdiler. İki otelin misafirleri tüm olanaklardan ortak yararlanabiliyorlar. Her iki otel de kayıt altına alınmış binlerce ağacın yükseldiği ormanın içinde yer alıyor. SPA, havuzlar, yürüyüş parkurları ve programlı aktiviteler ile her yaştan konukları ağırlamayı amaçlıyorlar.
Orman, havuz ve göl manzaralı toplam 270 oda ile hizmet veren NG Enjoy, misafirlerini bir gastronomi yolculuğuna çıkarmayı da hedefliyor:
Restoranlar
Eskiden silah deposu olarak kullanılan otantik taş binadaki Farina, taş fırında yaptıkları kebaplardan pidelere çeşitli lezzetleriyle öne çıkıyor. Farina’da Çerkez Peynirli Pideyi de mutlaka tatmak gerekiyor.
Melisa Sessiz Salon ise sessizliğin içinde dinlenerek vakit geçirmek isteyen misafirlere özel lezzetler sunuyor. Sadece yaz sezonunda hizmet veren Lavanta Restoran’ın menüsünde yer alan yaban mersini, frenk üzümü, nohut, zeytinyağı, nane ve salatalık ile hazırlanan Karabuğdaylı Kefir Çorbası bence favori lezzetlerden. Bulgur, yeşil soğan, nane, zeytinyağı ile Kuzu Kulağı Tabbule, Panzanella, Citrus Salad, Enjoy’s Bowl gibi salata çeşitleri bulunuyor. Lavantalı Krem Brule gibi lezzetleriyle de adından söz ettiren Lavanta’nın menüsünde yer alan “Fast Trio” ise çedar peyniri ve çıtır soğanlı mini hamburger; ekşi krema ve avokadolu Dana Buritto ve haşlanmış pirinç ve susam ile Tavuk Bulgogi üçlüsü doyurucu bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Safran A la Carte Restoran’da Közlenmiş Patlıcan Çorbası, Enjoy Burger, Türk Kahveli Mantı, Peynirli Baklava Böreği, Karidesli Sezar Salatası, Somon Teriyaki, ördek confit denenmesi gereken lezzetler arasında. Türk Kahveli Krem Brule ve Hindistan Cevizli Mousse’dan Kabak Tatlısına geniş bir tatlı menüsü de bulunuyor.
Terapi ve atölye etkinlikleri
NG Enjoy’un 12 yaş üstü misafirlerin kullanımına açık olan “Sessiz Havuz”u ormanın içinde. Otelin konuklarına sunduğu bir diğer özel deneyim ise Orman Terapisi. Eğitimli rehber eşliğinde yapılan doğa yürüyüşlerinde doğanın sesleri, kokuları, renklerinin hissedilmesi isteniyor.
NG Enjoy, bahçesinde düzenlediği farklı temalarda atölyelere de ev sahipliği yapıyor. Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür ve Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülden Güral’ın da katıldığı ebru atölyesinde hayatımdaki ilk ebrumu bu vesileyle yapma fırsatı buldum.
Atölye sonrası sohbetimizde NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, NG Enjoy’un gurme lezzetler, kişiye özel aktiviteler ve doğa ile içiçe bir ortam sunduğu için farklı yaş grupları tarafından tercih edildiğini, iş toplantılarından kır düğünlerine kadar çeşitli aktivitelere ev sahipliği yaptığını belirtti.
Sapanca seyahatim, anne-babalı yıllarıma da bir yolculuk oldu. Neyse ki yeşil, Sapanca’da hâlâ sürüyor, doğa hâlâ çok güzel…
