Zeytinyağında rekolte rekoru kırılacak!

25. Komili Zeytin Hasadı’nda ikinci günümüzün akşam yemeği Ayvalık’taki Payeli Restaurant’daydı. Menüsünü Ömür Akkor oluşturmuştu. Yörenin şeflerinden Ekrem Yanbolluoğlu ve ekibi tarafından Kuzey Ege’ye ait zeytinyağı ve coğrafyanın kendi ürünleri ile hazırlanmıştı.

Hasat yemeği sırasında sunulan tek şey yemek değildi. Emre Başaran’ın yönettiği “Son Ağaç” adı verilen reklam filmi de ilk defa gösterildi. “Kuşaklar Boyu Yaşasın Diye” sloganını, yüreklere dokunan bir hikâye ve görsel zenginlikle tamamlayan film, kadim zeytin ağaçlarının önemini ortaya koymayı hedefliyordu.

Mehmet Cavlı

Hasat programının ikinci günü sabahı, Bunge-Komili Zeytinyağı Operasyon ve Tadım Müdürü Mehmet Cavlı ile sabah kahvaltısında sohbet ediyoruz, bir meslek duayeni olarak anlatıyor:

“Türkiye’nin son beş yıl ortalamasını 200 bin ton olarak hesaplarsak bu seneki rekoltenin 400 bin tonun üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor. İspanya ve İtalya’da rekolte düşüklükleri var. Bunu Türkiye’den dökme zeytinyağı ithalatı ile kapatacaklarını düşünüyorum. Yıllardır hep söylüyoruz ‘biz, dünyada Türk markası ile yerimizi almalıyız.’ Bu gerçekleşemediği için ürünün yüzde 90’ı ne yazık ki katma değersiz, dökme olarak ihraç edilecektir. Türkiye’de tüketimi 150-160 bin ton gibi düşünecek olursak geriye kalacak 250 bin tonun ihraç edilmesi lâzım. Oysa şimdiye kadar bir yıl içinde yapılan en yüksek ihracatımız 94 bin ton.

İhracatın çok çok yüksek olması lâzım ki ürün paraya dönsün, fabrikalar durmasın. Aksi halde bu hasatla zeytinyağı fabrikaları depolama sıkıntısı nedeniyle yersizlikten durur. Biz bu rakamlara bir kafa, iki iç tüketim, üç ihracat olarak hazır değiliz.

Bilimsel araştırma gerekiyor

Devlet destekleri ve teşvikleriyle 90 milyon ağaçtan 190 milyon ağacı çıktık, ama bundan gelecek ürünün pazarlaması ile ilgili önlemleri hiç almadık. İspanya’da 350 milyon zeytin ağacı var son on yılın ortalamasında bir milyon 250 bin ton hasat yapıyorlar. Bizde zeytin ağacı sayısı hemen hemen yarısı kadar olmasına rağmen söylediğim gibi yıllık ortalamamız sadece 200 bin ton. Burada bir terslik var. Bunun bilimsel olarak araştırılması lâzım. Zeytinyağı bizim milli ürünümüz, çok güzel değerlendirmemiz gerekiyor.”

Cavlı’nın anlattıklarını dinleyince sektör üzerine düşünmemiz, yapmamız gereken pek çok şey olduğunu düşünüyorum. “Z”, alfabenin son harfi, onunla başlayan zeytinyağı ise hayatımızın önceliklerinden olması gereken bir gıda. Çünkü yağ; enerji veriyor, vücuda ihtiyacı olan kaloriyi sağlıyor. Bunu yaparken de eğer zeytinyağı ise hiçbir işleme gerek duymadan elde ediliyor. Meyve suyu gibi doğal olarak sıkılıyor. Sıkıldığı gibi sofraya geliyor. Bu nedenle de sağlıklı ve değerli.

Anıt ağacın gölgesinde

Kahvaltı sonrası dönüş yoluna geçmeden Komili’nin “Kuşaklar Boyu Yaşasın Diye” çatısı altında yürüttüğü Anıt Ağaç Projesi ile tescillenerek koruma altına alınan bin 105 yaşındaki bir anıt ağacı ziyaret ediyoruz. Koca Delice zeytinin gölgesinde Bunge Pazarlama ve Ticari Pazarlama Lideri Pınar Nokay’dan projeyi, Prof. Dr. Abdullah Soykan ve Doç. Dr. Çetin Şenkul’dan zeytin ağacının geçmişten bugüne nasıl geldiğini dinleme fırsatı buluyuoruz. Beslenme & Diyet Uzmanı, Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak; zeytin ağaçlarının yarattığı değer ve insanlık için önemi ile iyi zeytinyağının beslenmedeki kıymetine değiniyor.

Dönüş yolunda

Araçla İstanbul’a dönerken Kaz Dağları’ndan gelen sesleri işitmeyi çalıştım. Binlerce pınarın doğduğu İda Dağı binlerce yıldır söylenen efsaneleri fısıldıyordu kulağıma… Hepsini biliyordum, belki onlarca kez okumuş, yüzlerce kez dinlemiştim, ama her defasında yine çok büyük keyif alıyordum…

Kaynak URL