HELİN KAYA
Kenti tuvalleştirip, sokaktaki insanların hafızasına görsellerinizi kazımak size neler hissettiriyor?
Resmi yaptığım şehirde iletişim kurmak benim için çok önemli. İnsanlarıyla bağlantıda olmak, paylaşmak, öğrenmek… Birçok deneyim yaşadım. Bazıları hafızamda derinden yer etti. İnsanlardan çok güzel enerjiler alıyorum; yaptığım işlerin onlarda nasıl pozitif etkiler yarattığını paylaşıyorlar.
Mural sanatı ne zaman hayatınızın bir parçası oldu?
Grafiti yapmaya çocukken, 1998 yılında başladım. Sanatçı bir aileden geliyorum. Çizim yapmaya her zaman hevesliydim. Bence tüm bunlar, beni mural yapmaya teşvik etti. Sokak sanatına ilk gördüğüm andan beri aşığım.
Düşüncelerinizi dünyanın farklı şehirlerine kazıyor olmak sizde nasıl bir etki yaratıyor?
Bu işi yaparken seyahat edebilmek benim için inanılmaz… Duvar sanatına başlarken beni şu an bulunduğum noktaya taşıyacağını asla hayal edemezdim. Yaptığım iş, yapıldığı yerden besleniyor… Sanatçının geride bıraktığı eser bağımsızlaşıyor; iş ortaya çıktıktan sonra tamamen senin olmaktan çıkıyor. Gittiğim her şehirden bir şeyler öğrenmek ve onlara kimliğimden izler bırakabilmek benim için muhteşem.
Sanatınızı pek çok galeride sergileme şansınız oldu, insanlar sanatınıza nasıl bir ilgi gösterdi?
Ailem daha geleneksel bir sanat anlayışından gelse de ben resme sokakta başladım. 2004’de Lima’daki önemli bir galeride ilk kez resim yapmaya davet edildim. O zamandan beri dünyanın farklı ülkelerinde çeşitli sergiler açıyorum.
Root Karaköy ile projenin fikri nasıl ortaya çıktı?
Barış ve kız kardeşi Pınar ile tanışmamız çok ilginç bir hikaye… Lima-Peru’da tanıştık; ben oralıyım. Peru’daki işlerimi gördüler ve bana sosyal medyadan ulaştılar. Vizyonlarını ve projeleri konuştuğumuzda bağ kurduğumuzu hemen hissettim. Ve işte burada, İstanbul’dayım!
Sanatınızla ilgili Türkiye’den takip ettiğiniz sanatçılar var mı?
Türkiye’nin kültürel zenginliğinin her zaman farkındaydım ve pek çok sokak sanatına rastlayacağımdan emindim. Burada yerel sanatçılarla görüşmedim ama çok fazla sokak işi ve genel olarak pek çok sanat eseri gördüm. Çok ilham verici bir şehir!
Projede kent duvarının iki koluna farklı konular işleyeceksiniz, bunlar hangi temalar olacak?
Root Karaköy’deki mural eserimin adı ‘Barış Ruhu’. Ana ilham kaynağı barış. Hepimizin birbiriyle olan bağını göstermek ve bu enerjiyi spiritüel bir şekilde yansıtmak istedim. İşlerimde “hepimiz bağlantılıyız” mesajını aktarmaya çalışırım. Bu çok önemli, insanlık bilinçli olmalı ve birleşmeli. Dünyadaki barış bize bağlı. Ve bunun baş kahramanları da kadınlar, o yüzden Karaköy’deki eserimde ellerinin içinde dünyayı tutan bir kadın var.
İSTANBUL’A BİR ESER BIRAKMAK BİZİ ÇOK HEYECANLANDIRIYOR
Pesimo’yu İstanbul’a getiren Root Karaköy’ün sahibi Barış Erdoğdu, projeyle ilgili olarak şunları söyledi: “Duvar resimlerinin tüm dünyada insanlığa ait ortak bir dil oluşturduğuna inanıyoruz. Otelimiz de sanat ve kültürü odağına alarak, İstanbul’u ziyarete gelen misafirlere hizmet veriyor. İlk projemiz, ünlü Güney Amerikalı sanatçı Pesimo’yu İstanbul’a getirerek şehirde kalıcı bir eser bırakmak oldu. Barış ruhunu desteklemek ve dünya şehri İstanbul’a bir eser bırakmak bizi çok heyecanlandırıyor. Şimdiden sokaktan geçen herkes eserin fotoğrafını çekiyor.”
